İnönü Üniversitesi'nin 50'nci kuruluş yıl dönümü programı Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. İnönü Üniversitesinin, yarım asırlık başarısıyla eğitim, sağlık, bilim ve topluma hizmet alanlarında önemli katkılar sunan İnönü Üniversitesi, 50. yılını düzenlenen törenle kutladı.Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar,İnönü Vakfı Başkanı ve İsmet İnönü'nün torunu Gülsüm Bilgehan, Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Malatyalı Mehmet Akif Üstündağ'ın ve üyelerinin katılımıyla gerçekleşti.
İnönü Üniversitesi Cumhuriyetin Bir Eseri
Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün torunu Gülsün Bilgehan, İnönü Üniversitesi'nin 50. yıl etkinlikleri kapsamında yaptığı konuşmada, üniversitenin kuruluş hikayesini ve taşıdığı anlamı anlattı.
İnönü Üniversitesinin Malatya'da olmasını Malatya halkının bir başarı olarak değerlendiren Bilgehan, ‘İnönü üniversite, İnönü öldükten sonra hayata geçirild. Aslında Atatürk döneminden itibaren bu bölgede ve özellikle de Malatya'da bir üniversite kurulması için çalışmalar yapılıyor. Daha sonra Erzurum'da Atatürk Üniversitesi kuruluyor ama Malatya halkı vazgeçmiyor ve bu üniversite aslında Malatya halkının başarısıdır. Hemşehrilerim başarısıdır. Tamamen onların istekleri üzerine kurulmuş, uğraşmışlar ve nihayet İnönü'den sonra 1975'te başbakan olan Bülent Ecevit'in imzasıyla bu fikir hayata geçirilmiş. Daha sonra 1984'te bu yerleşkeye taşınıldı’ dedi.
Sergide 1996'daki Turgut Özal Tıp Merkezi açılışına ait kendi fotoğrafını görünce duygulandığını ifade eden Bilgehan, ‘Ne büyük bir gurur diye düşündüm. Dayım Erdal İnönü ile birlikte üniversiteyi ziyaret ettiğimiz günleri hatırladım’ diye konuştu.
İnönü Üniversitesinin cumhuriyetin bir eseri olduğunu dile getiren Gülsün, ‘Cumhuriyetin bir eseri Malatya İnönü Üniversitesi. İnönü adını taşıyor. Turgut Özal döneminde o büyük dünya çapındaki tıp merkezi hayata geçirilmiş. Kendisi görmedi ama ailesi paylaştı bu onuru. Daha sonraki dönemlerde de İnönü Üniversitesi mücadeleye devam etmiş. Bu topraklarda var olmaya, bilimi yüceltmeye, dünya çapında isim yapmaya gayret etmiş. Başta Sezai Hoca olmak üzere başarılarını izliyoruz tıp alanından ama biraz önce dinlerken duygulandım’ ifadelerini kullandı.
İnönü'nün bilim ve sanata olan ilgisini vurgulayan Bilgehan, ‘Cumhuriyetin kurucuları gibi dedem de bilime, sanata büyük önem verirdi. Bu üniversitenin bu değerlerle yaşadığını görmekten büyük mutluluk duydum’ ifadelerini kullandı.
İsmet İnönü'nün müzik, bilim ve ilime çok önem verdiğini belirten Gülsün, ‘İnönü'de, Atatürk'de müziğe, bilime çok meraklılardı. Cumhuriyetimizin kurucularının bu farkları var. Bilime, sanata, ilime çok çok önem vermişler. Her türlü değere önem vermişler. Burada bunların yaşandığını görmekten İnönü'nün torunu olarak dedemi düşünerek gerçekten duygulandım. İyi ki hepiniz uğraşmışsınız. Hepinizin emeği var. Bu millet bir araya geldiğinde işte İnönü Üniversitesi gibi bir büyük mucizeyi de yaratabiliyor. 50. yılımız kutlu olsun’ dedi.
‘Benim sırrım kayısı’
İnönü Üniversitesinin 50. Yılını kutlayan Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, başarının sırrını sorduklarında ‘Sırrı benim memleketimde. Ben Malatyalıyım. Kaysısıyla büyüyen bir evladım’ şeklinde esprili bir yanıt verdiğini aktardı. Üstündağ, pandemi ve 6 Şubat depreminin yarattığı zorluklara rağmen Türk voleybolunun güçlenerek yoluna devam ettiğini söyledi. Pandemi döneminde esprili bir dille ‘Benim aşım kayısı’ dediğini hatırlatan Üstündağ, memleketi Malatya'ya olan sevgisini vurgulayarak, ‘İyi ki Malatyalıyız, çok daha güzel işler yapacağız. Olimpiyat madalyasını da alacağız’ dedi.
6 Şubat 2022'de yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerden en fazla etkilenen illerden birinin de Malatya olduğunu belirten Özvar, ‘Deprem felaketi Malatya'daki iki üniversitemizi de derinden etkilemiştir. Akademisyenlerimiz, idari personelimiz ve öğrencilerimiz arasında hayatını kaybedenler, yaralananlar olmuştur. Yaşanan bunca yıkımı ve zorluğa rağmen devlet-millet dayanışmasıyla yaraları kısa süre içinde ve büyük ölçüde sarabilmek mümkün olmuştur’ dedi.
‘Depremden etkilenen üniversitelerimizin yanında olmaya devam edeceğiz’
YÖK olarak bütün imkanları ile ilk andan itibaren deprem bölgesindeki üniversitelerin ve öğrencilerin yanında olduklarını dile getiren Özvar, ‘Deprem bölgesindeki öğrencilere kendi illerindeki üniversitelere yerleşirken genel kontenjandan kesinti yapmaksızın yüzde 25 ek kontenjan tanınması, özel öğrencilik ve kayıt dondurma hakkının tanınması gibi uygulamaları hızlıca hayata geçirdik. Deprem bölgesinde yer alan, başta Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerimizdeki üniversitelerde görev yapan öğretim elemanlarına ödenen geliştirme ödeneği oranı 18 ay için yüzde 250 olarak belirlenmiştir. Yükseköğretim Kurulu olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bütün imknlarımızla depremden etkilenen üniversitelerimizin yanında olmaya devam edeceğiz’ ifadelerine yer verdi.
İnönü Üniversitesi'nin yalnızca eğitim ve bilimsel üretimde değil, aynı zamanda sağlık hizmetlerinde de Türkiye'nin ve dünyanın saygı duyduğu bir merkez haline geldiğini de ifade eden Prof. Dr. Özvar, ‘Tıp fakültesi ve kıymetli personelinin başarılarını büyük bir takdirle izlediğimizi ifade etmek isterim’ dedi.
‘Filistin halkıyla, Gazze halkıyla birlikte olduğumuzu ifade etmek isterim
İsrail'in Gazze'de eğitim kurumlarına da büyük hasar verdiğini dile getiren Özvar, ‘Bugün Gazze'de, Filistin'de İsrail, Filistin halkına büyük bir zulüm ve soykırım suçu işlemektedir. Gazze'de binlerce, on binlerce insan İsrail devletinin acımasız bombardımanı altında canlarını kaybetmekte, yaralanmaktadır. Bu zulümden değerli arkadaşlarım, sadece insanlar değil; insanların geçimini temin eden binalar, ticarethaneler, okullar, ibadethaneler ve üniversiteler de etkilenmektedir. Bu insanlık dramı dolayısıyla takip edebildiğimiz kadar Gazze'de pek çok rektör, dekan ve öğretim elemanı vefat etmiştir. Sadece vefatlar neticelenmemiş, pek çok üniversite eğitim ve öğretimine ara vermek zorunda kalmıştır. Eğitim öğretimden uzak, büyük bir mücadele verilmektedir. Bu vesileyle Filistin halkıyla, Gazze halkıyla birlikte olduğumuzu bu vesileyle ifade etmek isterim’ diye konuştu.
Filistin'de üniversitesini kaybetmiş ve öğrenim hakkını yitirmiş pek çok öğrenciye Türk üniversitelerinin kapılarını açtığını hatırlatan Özvar, ‘Şu an itibarıyla üniversitelerimizin imknları ölçüsünde, Gazze'de zulüm görmüş, üniversitelerini kaybetmiş bir kısım öğrencilerimiz şu anda Türkiye'de eğitimlerine devam etmektedir. Sadece Gazze'de değil, Sudan'da iç karışıklıklar sebebiyle eğitim öğretimlerine devam edemeyen üniversitelerin sembolik bile olsa Türkiye'de ağırlanması kararı alınmıştır. Malatya, Niğde ve Konya'da bulunan üniversitelerimiz, Sudan'ın güzide üniversitelerinin bir kısmına ev sahipliği yapmaktadır. Sadece Gazze'de, Sudan'da değil, Suriye'de de aynı durumda olan öğrencilere kapılarımızı açtık. Bu vesileyle Gazze'de yaşanan soykırıma karşı sesini yükselten ve bundan dolayı üniversitelerinden atılmakla tehdit edilen veya atılan uluslararası bilim insanlarına ve öğrencilere de kapılarımızı açtığımızı bu vesileyle sizlerle paylaşmak isterim’ şeklinde konuştu.
Türkiye'nin yükseköğretimde uluslararası öğrencilerin önemli rotalarından ve cazibe merkezlerinden biri haline geldiğini de ifade eden YÖK Başkanı Özvar, ‘Yükseköğretimde erişilebilirlik ve kapsayıcılık, yükseköğretim sistemimizi en iyi şekilde karakterize eden vasıflardan bir tanesidir’ dedi.
‘Yapay zek ve yapay zekya dayalı programları 80 üniversiteye birden açacağız’
Yüksek Öğretim Kurulunun geçen sene başlatmış olduğu çok büyük bir kampanyanın olduğunu da hatırlatan Özvar, ‘Bildiğiniz üzere yapay zek ve yapay zekya dayalı ön lisans ve lisans düzeyinde 17 ayrı programı 20 farklı üniversiteye açtık. Bu sene bu programları, kısmet olursa, 80 üniversiteye birden açacağız. Bu sene itibarıyla inşallah sağlık ve zirai alanda, yani tarım alanında da dijitalleşmeye ilişkin yeni programlar açacağımızı sizlere bildirmek isterim. Üniversitemizin gerek yapay zek, gerek ziraat, gerekse sağlıkta dijitalleşme programlarına ilişkin yeni çalışmalar geliştirmesini beklediğimizi ifade etmek isterim’ diye konuştu.
İnönü Üniversitesi'nin yarım asırlık geçmişinde yaklaşık 150 bin mezun verdiğini belirten Özvar, ‘Bilim, düşünce, sanat, sağlık, ekonomi ve toplumsal alanlarda ülkemizin kalkınmasında değerli katkılar vermiş bir üniversitedir. Mezunlarının ülkenin dört bir yanındaki görevleri, bu üniversitenin ne denli güçlü bir birikime sahip olduğunu bizlere göstermesi bakımından fevkalade önemlidir’ şeklinde konuştu.
Törene Malatya Valisi Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ramazan Ayan, İnönü Vakfı Başkanı ve İsmet İnönü'nün torunu Gülsüm Bilgehan, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, resmi kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat, 16 üniversitenin rektörleri, öğretim görevlileri ve çok sayıda öğrenci katıldı.