
Çağın, “Bu teknoloji, 1950’lerden beri üzerinde çalışılan bir alan olsa da, son yıllarda yaşanan gelişmelerle birlikte gündemin en üst sıralarına yerleşti. Yapay zeka, aslında yeni bir kavram değil. Ancak son yıllarda çok fazla ilgi toplamasının arkasında birkaç temel sebep var, günümüzün ekonomik ve toplumsal dönüşümünde belirleyici bir rol oynuyor” dedi.
Yapay zekanın, öğrenebilmek ve tahmin yapabilmek için devasa miktarda veriye ihtiyaç duyduğunu ifade eden Çağın, “İnternet, sosyal medya, e-ticaret platformları, sensörler ve sağlık hizmetleri aracılığıyla her geçen saniye milyarlarca veri üretiliyor. Bu veri patlaması, yapay zekanın gelişimini hızlandıran en önemli faktörlerden biri. Eskiden yıllar süren hesaplamalar, bugün saatler içinde tamamlanabiliyor. Bulut bilişim teknolojileri de bu gücü herkesin erişimine açtı” dedi.
Yapay zekanın uygulamalarda etkinliğini artıran bir diğer önemli gelişme ise derin öğrenme (deep learning) algoritmalarının olgunlaşması oldu. Çağın, “Görüntü işleme, ses tanıma, doğal dil işleme gibi alanlarda yapay sinir ağları bir devrim. Bu da yapay zekanın sadece akademik değil, ticari ve endüstriyel anlamda da güçlü bir araç haline gelmesini sağladı. Bugün artık bulut tabanlı altyapılar sayesinde çok daha düşük maliyetlerle herkes yapay zeka projeleri geliştirebiliyor. Büyük teknoloji firmalarının açık kaynaklı araçlar sunması da bu dönüşümü hızlandırdı. Yapay zeka, tıpkı sanayi devrimi ya da elektriğin icadı gibi, tüm sektörleri dönüştürme potansiyeline sahip. Otonom araçlardan sağlık teşhis sistemlerine, üretim otomasyonundan müşteri hizmetlerine kadar her alanda büyük verimlilik artışı ve tasarruf sağlıyor” dedi.
“Türkiye için bir fırsat penceresi”
Çağın, yapay zekanın tarihi bir fırsat sunduğunu belirterek, şunları söyledi: “Yapay zeka, endüstri devrimi veya elektriğin bulunması gibi büyük bir dönüşümü temsil ediyor. İstisnasız tüm endüstrileri etkileyecek olan bu teknoloji, insan yaşam biçimini temelden değiştirme potansiyeline sahip. Türkiye, endüstri devrimini kaçırmış bir ülke olarak, yapay zeka gibi bir fırsatı iyi değerlendirmek zorunda. Bu teknoloji, refah seviyesini artırmak ve küresel rekabette öne çıkmak için büyük bir şans sunuyor. Yapay zeka artık hayatımızın her alanında. Eğitimden sağlığa, üretimden eğlenceye kadar tüm sektörlerde kullanılıyor. Bu teknoloji bir moda değil, geleceğin ta kendisi. Onu anlamak ve doğru kullanmak, hem bireyler hem de ülkeler için artık bir zorunluluk”.