Ana Sayfa Blog

Yüzlerce kişi yağmur altında Filistin için tek yürek oldu

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Gölcük’te sağanak yağmur altında toplanan yüzlerce kişi, Filistin’de yaşanan zulme tepki göstermek için tek yürek oldu. Gölcük Belediyesi ve Kudüs Gönüllüleri Platformu iş birliğinde düzenlenen etkinlikte çocuklar ve aileleri Kavaklı sahilinde bir araya geldi. Etkinliğe Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, AK Parti İlçe Başkanı Kemal Yavuz, Gölcük Kudüs Gönüllüleri Platformu temsilcileri, STK’lar, gönüllüler, çocuklar ve aileleri katıldı. Gazze’deki çocukların yaşadıkları insanlık dışı duruma dikkat çekmek için gökyüzüne umut uçurtmalarının uçurulacağı etkinlik yoğun sağanak yağmur altında başladı. Kuran’ı Kerim tilaveti ve Filistin’deki zulmün son bulması için duaların edilmesi ile başlayan etkinlik, konuşmalar ile devam etti. Hava şartları nedeniyle uçurtmaların gökyüzüne salınamadığı etkinlikte söz alan Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, yağmur altında toplanan başta çocuklar olmak üzere tüm hemşehrilerine teşekkür etti.

Başkan Sezer, “1917’den beri Kudüs’te sıkıntı, zulüm, eziyet, katliam ve bugün de hala büyük vahşet devam ediyor. Hem tarihi hem dini hem de insan olmamızdan kaynaklı sebeplerle Kudüs’e karşı mesuliyetimiz, vazifemiz bulunuyor. Bütün dünyanın gözünün önünde büyük bir vahşet ve katliam yapılıyor. Burada yağmur yağıyor ama orada çocukların üzerine bombalar yağıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değildir.” dedi.

Gölcük’te düzenlenen etkinlikte Gazze için birlik mesajı verirken, çocukların sergilediği duyarlılık ise yürekleri ısıttı. Etkinlikte, Gazze ile ilgili fotoğraf sergisi sergilendi ve yüz boyama etkinliği yapıldı.

Antalya’da yangın tedbirleri yetersiz olan 174 turistik tesisin ruhsatı askıya alındı

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Muratpaşa Belediyesi tarafından yapılan yazılı açıklamada Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın talebi ve Antalya Valiliği’nin 2025/1 sayılı genelgesi uyarınca, ilçe sınırlarında faaliyet gösteren Basit Konaklama Turizm İşletme Belgeli 294 tesisin, Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından denetlendiği ve önemli sayıda tesiste Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde eksiklikler tespit edildiği belirtildi. Denetim tutanaklarının, hem ilgili işletmelere hem de belediyeye tebliğ edildiğinin belirtildiği açıklamada, “Belediyemiz, bu süreçte ilgili tüm kurumlarla iş birliği içinde, sorumlu bir kamu yönetimi anlayışıyla hareket etmiş, tesislere eksikliklerini gidermeleri ve İtfaiye Uygunluk Raporu almaları için 31 Mayıs 2025’e kadar süre tanımıştır” denildi.

50 günlük ek süre tanınmıştı

Yangın güvenliği gibi hayati bir konuda ilgili tüm kurumlarla tam bir iş birliği içinde hareket edildiğinin altını çizen Muratpaşa Belediyesi, işletmelere açık bir takvim ve net yükümlülüklerin bildirildiğini belirterek, “Bu süreçte belediyemiz bir kamu kurumu olarak üzerine düşen tüm sorumluluğun fazlasını almış, esnafın yanında durarak tüm iyi niyetli girişimleri sergilemiştir. Belediyemiz, eksikliklerin giderilmesi için 50 gün ek süre tanırken sürecin tüm risk ve sorumluluğu da üstlenmiştir. Ancak geldiğimiz bu noktada, belediyemizin artık yalnızca kamu kurum ve kuruluşlarının ortak aldığı kararları uygulama yükümlülüğü bulunmaktadır. Belediyemiz, yetki ve sorumluluklarını aşarak yeni bir karar alması ne yazık ki mümkün değildir” ifadelerine yer verildi.

174 işletme mühürlenecek

Denetim tutanaklarında eksiklikleri devam eden 174 işletmenin ruhsatlarının 31 Mayıs tarihi itibariyle askıya alındığının belirtildiği açıklamada, “Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı denetim tutanaklarındaki eksiklikleri devam eden 174 işletmenin ruhsatları 31 Mayıs 2025 tarih ve saat 17.30 itibariyle askıya alınmıştır. İşletmelere her türlü bildirim yapılmış ve müşteri kabul etmemeleri konusunda uyarılmıştır. 2 Haziran Pazartesi itibariyle de mühürleme işlemleri başlatılacaktır. İşletmelerin faaliyet durumlarına ilişkin olarak tüm kamu kurum ve kuruluşları re’sen denetim ve tespit yetkisi bulunmaktadır. Faaliyetlerine devam ettiği belirlenen işletmeler hakkında ilgili mevzuat çerçevesinde yasal işlem yapılacaktır” denildi.

Vali Şahin uyarmıştı

Antalya Valisi Hulusi Şahin, 16 Mayıs tarihinde düzenlenen ’Kaleiçi Yangın Denetimleri Değerlendirme Toplantısı’ sonrası yaptığı açıklamada Kaleiçi bölgesi ve Antalya genelinde hizmet veren turizm işletmelerinin, tarihi dokuya uygun, aynı zamanda yangına dayanıklı bir yapıya kavuşmasının hedeflendiğini söylemişti. Vali Şahin, “Sürecin tüm aşamaları; Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Muratpaşa Belediyesi’nin ilgili birimleri ve İtfaiye Daire Başkanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı birimler tarafından titizlikle takip edilecek. Ayrıca Ticaret ve Sanayi Odası ile Kaleiçi’nde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları da bu sürece aktif olarak katkı sağlayacaklar. Bu sayede, Kaleiçi’nde turizm faaliyetlerinin yangına dayanıklı şartlarda kesintisiz şekilde devam etmesi sağlanacak” diyerek denetimlerin takipçisi olacaklarını dile getirmişti.

280 türden fazla kuşa ev sahipliği yapan Diyarbakır’da uzun yıllar sonra flamingo görüldü

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Diyarbakır, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 280 türden fazla kuş türüne ev sahipliği yapmasıyla biliniyor. Çınar ilçesinin kırsal Bozçalı Mahallesi’nde bulunan gölet ise bu türlerin barınma alanları arasında yer alıyor. Gölet, çok sayıda türün yanı sıra bu yıl göç yolunda olan flamingolara da ev sahipliği yaptı.

Prof. Dr. Ahmet Kılıç, Diyarbakır’ın Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde büyük bir kuş potansiyeline sahip olduğunu, yıllardan beri yaptıkları çalışmalar neticesinde 280 türden fazla kuşa rastlandığını söyledi.

Bunların içinde çok nadide türler olduğunu ifade eden Kılıç, “Bölgemizde nadir olarak görülen bir tür video kaydıyla tespit etmişler. Bu, hepimizin yakından tanıdığı flamingo, ülkemizde yaşayıp ürüyen bir tür. Diyarbakır’da nadir olarak görülen bir tür. Yıllardan beri göremiyorduk. Bu yıl görülebilmiştir. Flamingolar yalnızca tuzlu sularda bulunan eklem bacaklılarla beslenir ve Diyarbakır’da bunun olması oldukça ilginç. Çünkü yıllardan beri biz bu bölgede yaptığımız çalışmalarda flamingoları göremiyorduk” dedi.

Kılıç, buranın kuşların sığınabileceği önemli bir yer olduğuna dikkat çekerek, “Çevredeki dereler, göletler kurudu. Bu yüzden pek çok tür sulak alanlara yöneliyor. Dicle Nehri’nde büyük bir insan baskısı var. Aynı zamanda su da kirliliği var. Su kuşları bulabildikleri tüm su alanlarını kullanabilmekteler. Bu görüntüler bize önemli bir mesaj niteliğindedir” diye konuştu.

“Bizim bu kuşları ve bunların yaşam alanlarını koruma mecburiyetimiz var” diyen Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:

“Aksi taktirde bu büyük biyoçeşitliliği kaybetme durumuyla karşı karşıya kalacağız. Bu yüzden vatandaşlarımızın duyarlı olması, buralara mümkün oldukça üreme dönemini geçiriyoruz buralarda insan baskısının az olması lazım ve bunu korumak. Uzun yıllar boyunca bu bölgede yaşamış türleri korumak hepimize düşen bir görev. Bu konuda el birliğiyle biyoçeşitliliğimizi koruma imkanı olacak. Yoksa bu geri dönülmez sonuçlara neden olur. Su, zaten kirleniyor. Aynı zamanda su kıtlığı var. Bu canlıları da kaybedersek çocuklarımızın bunları görme şansı kalmayacak.”

Çiftlik evindeki dehşetin detayları ortaya çıktı

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Bursa’nın Orhangazi ilçesine bağlı Üreğil Mahallesi’nde, 25 yaşındaki Mustafa Karaman’ın cansız bedeni, babası Ali Karaman tarafından ailesine ait çiftlik evinin bahçesinde bulunmuştu.

Bursa İl Jandarma İstihbarat, Jasat ve Orhangazi il jandarma ekipleri uzun bir araştırma sonucu detaylara ulaştı. 200’e yakın Güvenlik kameraları incelendi teknik ve fiziki takip sonucu cinayeti işleyen H.E (17) gözaltına aldı.

İfadesi ortaya çıktı

17 H.E ifadesinde, “Çiftlik evine gittim. Uyuşturucu içtik. Sonra benim yarın okula gitmem gerekiyordu eve gitmek istedim beni salmadı kal burada dedi. 2 tabanca gösterdi korktum sonra çiftlik evinde bulunan balta ile kafasına defalarca vurdum öldürdüm” dedi.

Sosyal Güvenlik Başuzmanı Karakaş: "En düşük emekli ücreti 17 bin 73 lira olacak"

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanacak olan mayıs ayı enflasyon verileri için geri sayım başladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2025 Mayıs ayı enflasyon verilerinin açıklanacağı tarih belli oldu. Buna göre Mayıs ayı enflasyon verileri 3 Haziran 2025 Salı günü saat 10.00’da belli olacak.

Öte yandan, TÜİK’in açıkladığı emekli ve memur maaşları başta olmak üzere birçok konuda belirleyici olan enflasyon rakamlarına bakıldığında ise Ocak ayında yüzde 5,03, Şubat ayında yüzde 2,27, Mart ayında yüzde 2,46, Nisan ayında 3,00, 4 aylık toplam enflasyon ise yüzde 13,36 olarak hesaplandı. Böylece 4 aylık emekli ve memur zam oranı da netleşmiş oldu.

Sosyal Güvenlik Kurumu Başuzmanı ve Türkiye Gazetesi Yazarı İsa Karakaş, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarını değerlendirerek SSK, Bağ-Kur, memur emeklileri ve memurların alacağı zamlar hakkında açıklamalarda bulundu.

“Merkez Bankası beklenti anketlerine göre Mayıs ayı enflasyonu yüzde 2,36 oranında tahmin ediliyor”

Karakaş, 4 aylık enflasyon oranlarıyla birlikte SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin yüzde 13,37 zammı garantilediğinin altını çizerek, “Memur ve memur emeklerinin durumu ise farklı çünkü toplu sözleşme faktörü var. Memur ve memur emeklisi Mart ayı zam oranları 3 aylık yüzde 9,02 iken bu oran yüzde 12,29’a yükseldi. Şimdi burada baktığımız zaman özellikle Merkez Bankası beklenti anketlerine bakıldığında Mayıs ayı enflasyonu yüzde 2,36 oranında tahmin ediliyor. Dolayısıyla Mayıs ayı tüm emeklerin ve memurların zamlarının şekillenmesinde çok önemli bir rol oynayacaktır” diye konuştu.

“SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin 6 yılık zam oranları en az yüzde 17 ile 18 arasında olması bekleniyor”

Karakaş, beklenilen 6 aylık enflasyon oranlarına ilişkin ise, “Bütün bu verileri göz önünde bulundurduğumuz zaman SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin Temmuz ayı itibariyle hükümet refah payı vermese, seyyanen zam vermese bile en az yüzde 17 ile 18 arasında bir güncelleme olacağını söyleyebiliriz. Memur ve memur emeklisi ise yine enflasyonun altında kalacak ve dolayısıyla Temmuz ayında refah payı olmazsa seyyanen zam olmasa en düşük yüzde 16 en yüksek yüzde 17 oranda bir güncelleme bekliyoruz” açıklamasında bulundu.

“En düşük emekli ücreti 17 bin 73 lira olacak”

6 aylık enflasyon beklenti oranlarını ele alarak en düşük emekli maaşlarına ilişkin de konuşan Karakaş, şu ifadelere yer verdi:

“En düşük emekli maaşına baktığımız zaman 14 bin 469 lira. Şimdi bütün emeklilerde bir endişe başladı. Önceki dönemlerde hükümet kök maaşa göre zam yaptığı için taban maaş sabit kalmıştı. Temmuz ayında hükümet kök maaşa göre mi yapacak? Veya mevcut tabana göre mi zam yapacak? Buna göre şekillenecek. Eğer ki ocaktaki gibi 14 bin 469 liralık tabana enflasyon oranında güncelleme yapılırsa 17 bin lirayı aşacağını söyleyebiliriz. Benim hesaplamama göre 17 bin 73 lira. Yok eğer kök maaşa göre hükümetin zam yapması halinde ise kök maaşı 12 bin 500 lira ve altında olanların sıfır zamla karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz” Demek ki SGK’nın yatırmış olduğu emekli maaşına baktığımız zaman gerçek kök maaşımız yani hazine yardımı olmadan SGK’nın bağladığı maaş 12 bin 500 lira ve altındaysa sıfır zamla karşı karşıya kalma söz konusu olabilir. En düşük memur emeklisinin maaşı ise bugün itibariyle 19 bin 616 lira. Dolayısıyla TÜİK’in enflasyonu düşük gelmediği takdirde en iyi ihtimalle yüzde 17’lik bir zam olduğu takdirde memur emeklisinin en az 22 bin bin 950 liraya yükseleceğini söyleyebiliriz.”

Doğru bilinen yanlışları, gebe okulunda öğrendiler

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Sağlık Bakanlığı ülke genelinde ilk defa anne ve baba olacak çiftlere gebe okulunda eğitimler veriyor. Alanında uzman isimlerle verilen eğitimlerde hem anne adayları hem baba adayları yeni doğacak olan çocuklarına nasıl yaklaşması ile ilgili hem teorik hem de uygulamalı olarak bilgi sahibi oluyor. Ailelerin genellikle doğru bildikleri bir çok yanlışın okul sayesinde bilgilendirildiği okulda çiftler bebeklerini bilgili bir şekilde kucaklarına almayı bekliyor.

“Bir çok şeyi yanlış biliyormuşum”

İlk defa çocuk doğuracak olan anne adayı Zübeyde Sümeyye Demirbaş, hastaneye kontrole gittiğinde gebe okulunu fark ettiğini ve araştırmaları sonrasında başvurduğunu belirterek, “Devlet hastanesine gitmiştim. Orada kapıda 20. Haftadan sonra gebe okuluna gidilmesi gerektiği ile ilgili bilgiler vardı. Nedir ne değildir diye araştırma yaptım. Daha sonra buraya geldim. Burada hocamız sayesinde etkin bilgiler aldım. Gelmeden önce baya bir şeyi bildiğimi sanıyordum. Ama geldikten sonra bunları yanlış bildiğimi fark ettim. İlk 4 gün sürdü eğitim. Ebemiz sayesinde bir günde eşli eğitim yapmıştık. Çok faydasını gördüm eşimle beraber. Doğrusu her eğitim çıkışında eşime bilgi veriyordum. Bugün bunları yaptık ben unutursam sen mutlaka bana bunları hatırlat demiştim. Eşim buraya benimle birlikte geldiğinde tüm bilgileri sıfırdan yeniden öğrenmiş oldu. Erkekler kadınlara göre bu konulara göre daha az bilgili oluyorlar. Bizler annelik iç güdüsü ile daha fazla araştırıyoruz. Daha fazla ister istemez görerek duyarak bilgi ediniyoruz. Onlar bu konularda daha zayıf kalıyorlar. Bence kesinlikle eşimin bu derecede öğreneceğini tahmin etmiyordum. Bize çok faydalı oldu burası. Kesinlikle imkanı vakti olan herkes gelmeli. Burası devletin sunduğu bir hizmet. Ebemizde sağolsun bu konuda çok iyi eğitimler veriyor. Bence hem anne adayları hem baba adayları buraya gelip eğitim almalılar. Biz aşırı memnun kaldık iyiki gelmişiz dedim” dedi.

“Çok faydalı bir eğitim oldu”

Eşiniz eğitimlere katılmasının ardından kendisinin de ebe tarafından davet edilmesi ile gebe okuluyla tanıştığını ve çok fayda gördüğünü dile getiren Baba adayı Serhat Demirbaş, “Biz her ders çıkışında istişare yapıyorduk. O bana görmüş olduklarını bana anlatmıştı. Bir gün bana hocamız eşli eğitim vermek istediğini anlattı. Bende bu durumu seve seve kabul edeceğimi söyledim. Sonra buraya eğitime geldik. Her akşam derslerden sonra burada bende eğitimi aldım. Doğru bildiğimiz bir çok yanlış varmış. Burada doğrularını öğrendik. Çok faydalı bir eğitim oldu. Herkese tavsiye ediyorum. Muhakkak gelinmesi gerekiyor. Çocukların altlarını almak mesela bizim doğrumuza göre çocukların ayaklarını kaldırarak altını almayı biliyorduk. Ama orası öyle olmuyormuş. Yan yatırıp altından bezini almamız gerekiyormuş. Burada bunu öğrendim. Annelerde stres hormonu olduğu için gaz çıkartması biraz zor oluyormuş mesela. Bu görevi bizler alacağız. Babalarda veya diğer kişilerde çocukların gaz çıkartması kolay oluyormuş. Günümüz şartlarında da anne yapıyor yada baba yapıyor gibi bir kavram kalmadı. Herkes her işi yapmak zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı.

Akdeniz ruhu ortak gelecek için buluştu: Diplomasi, girişimcilik ve kültürel iş birliği öne çıktı

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Buluşmada Akdeniz coğrafyasının çok yönlü potansiyeli bir kez daha gündeme taşınırken, etkinliğin ana temasını “birlikte üretmek” fikri oluşturdu. Katılımcılar, bölge ülkeleri arasında sürdürülebilir kalkınma, girişimcilik ve kültürel diplomasi alanlarında güç birliği yapılması gerektiği konusunda ortak görüş bildirdi. Organizasyonda Akdeniz’in yeni nesil vizyonunun temellerini atmaya yönelik iş birliklerinin geliştirilmesi hedeflendi. Etkinlikte barışçıl bir gelecek inşa etme idealinin ekonomik ve kültürel bağlarla güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Gecenin ilerleyen saatlerinde düzenlenen plaket töreninde, vizyoner çalışmaları ve katkılarıyla öne çıkan isimlere onur plaketleri takdim edildi. Törenin ardından konuklar sahnede toplu fotoğraf çektirerek bu anlamlı buluşmayı ölümsüzleştirdi. Etkinlik, Akdeniz ülkeleri arasında daha derin ilişkilerin kurulmasına zemin hazırlarken, kültürel yakınlaşma ve karşılıklı anlayışın da önemine dikkat çekildi.

“Ticaret ne kadar kapsamlı ve geniş olursa, ülkeler arası dostluk da o kadar büyük olur”

AÜİD Kurucusu ve Onursal Başkanı Semih Tufan Gülaltay yaptığı konuşmada, “Etkinliğin teması, Akdeniz ülkelerinin ticari ve siyasi geleceği ile ilgili bir konferanstır. Konferansa katılan hocalarımızın sunumlarını, diplomat ve iş insanı dostlarımızla birlikte dinleyerek biz de bilgileneceğiz. Amacımız ticareti geliştirmek ve dostluk kapılarını açmak. Ticaret ne kadar kapsamlı ve geniş olursa, ülkeler arası dostluk da o kadar büyük ve anlamlı olur. Derneğimizin üyelerinden yurt dışında iş yapan arkadaşlarımızı, diplomatik ve ticari olarak, kısmen de finansal olarak destekliyoruz. Yönetim kurulu olarak elimizden gelen tüm çabayı ortaya koymaya devam edeceğiz.” dedi.

“Akdeniz’i yeniden dünyanın ticaret merkezi haline getirmek istiyoruz”

Toplantıda konuşan AÜİD Yönetim Kurulu Başkanı Caner Bayer ise “Bizim şu anda Akdeniz ülkeleri olarak yurt dışı temsilciliklerimiz var. Şu anda yedi ülkede fiziki olarak ülkemizi temsil ediyoruz. Bunu öncelikle 25 ülkeye kadar çıkarmak istiyoruz. Buradaki en büyük amacımız, Akdeniz’in tarih boyunca ticaretin merkezi olduğu gerçeğini yeniden canlandırmak. Tekrar biz, Akdeniz ülkeleri olarak, kıyıda yer alan ülkeler olarak, üç kıtayı bir araya bağlayan bu bölgeyi dünyanın ticaret merkezi haline getirmek istiyoruz. Müthiş bir gelecek bizi bekliyor. Ticaret Akdeniz’le başladı; Selçuklular, Osmanlılar döneminde gelişti. Şimdi yeniden burada güçlü bir ivmelenme başladı. Ayrıca mevcut ülkelerimizin dışında ticari potansiyele sahip Afrika ülkelerimiz de var. Bu akşam burada Afrika ülkelerimizin büyükelçisiyle de birlikteyiz. Diplomatik ve siyasi açıdan bu iş birliğini yakalayarak ticaretimizi geliştirmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Piknik keyfiniz bozulmasın: Arı sokmalarına dikkat

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Haber / Ayşe Ay

Mersin’de doğayla iç içe vakit geçirmek isteyen pek çok kişi, açık hava aktivitelerine yönelirken, mevsimsel değişimlerin etkisiyle artan arı popülasyonu da dikkat çekiyor. Özellikle yeşil alanlarda ve sahil kenarlarında vakit geçiren piknikçilerin, arı sokmalarına karşı daha dikkatli olmaları gerekiyor. Uzmanlar, ilkbahar ve yaz aylarında arıların doğal yaşam döngülerine paralel olarak daha aktif hale geldiklerini, bu nedenle açık havada vakit geçiren kişilerin arı sokması vakalarıyla daha sık karşılaşabileceğini belirtiyor. Özellikle yiyecek ve içeceklerin açıkta bırakılması, parfüm kullanımı ya da parlak renkli kıyafetler, arıların ilgisini çekebiliyor.

İlk müdahaleyi atlamayın

Arı sokması durumunda ilk yapılması gereken, panik yapmadan sokan arının iğnesini deriden dikkatlice çıkarmak. Bu işlem sırasında iğnenin ezilmemesi büyük önem taşıyor; çünkü iğne sıkılırsa daha fazla zehir yayılabiliyor. Ardından sokulan bölge sabunlu suyla temizlenmeli ve soğuk kompres uygulanarak şişlik ve ağrı azaltılmaya çalışılmalı. Arı sokmasına karşı vücut hassasiyeti olan bireylerde ise durum daha ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Alerjik bünyeye sahip kişilerin sokma sonrası nefes darlığı, baş dönmesi, kurdeşen veya boğazda şişlik gibi belirtiler göstermesi durumunda derhal en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları hayati önem taşıyor. Uzmanlar, bu tür bireylerin yanında her zaman alerji ilaçları veya epinefrin oto-enjektör bulundurmasını öneriyor. Açık havada keyifli vakit geçirmenin tadını çıkarırken arılara karşı tedbirli davranmak, olası sağlık sorunlarının önüne geçilmesini sağlayabilir. Uzmanlar, doğayla uyum içinde hareket ederken bu tür risklere karşı bilinçli olunmasının, hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından önemli olduğunu vurguluyor.

Maltepe’de trafikte dehşet: Kadın sürücü, 2 çocuğunun yanında saldırıya uğradı

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Olay, Maltepe sahil yolunda 29 Mayıs Perşembe günü saat 18.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, sola dönüş yapmak için ikinci sırayı oluşturan kadın sürücü, beklediği sırada arkasındaki aracın sürücüsü art arda kornaya bastı, el kol hareketleri yaptı. Ardından aracından inerek kadın sürücünün yanına geldi, bağırmaya ve hakaret etmeye başladı. Kadının elindeki telefonu alan saldırgan daha sonra telefonu kadının yüzüne fırlattı.

O anlar saldırıya uğrayan kadının cep telefonu kamerasına yansıdı. Görüntülerde, kadının yanında bulunan 2 çocuğun da olay sırasında panik yaşadığı görüldü.

Engel tanımayan çift 2028 olimpiyatlarında Türk bayrağını dalgalandırmak istiyor

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Antalya’da yaşayan dünya ve Avrupa şampiyonu bedensel engelli milli halterci Faruk Öztürk (27) ile eşi Simge Elif Öztürk (29), 11-12 Haziran’da Kırıkkale’de yapılacak Türkiye Şampiyonası’na katılmak üzere antrenmanlarını sürdürüyor. Hayatları sporla kesişen çift, sadece madalya kazanmak için değil, engelli bireyler için farkındalık oluşturmak amacıyla da mücadele ediyor.

“Yürüyordum, sonra engelli oldum, halterle hayata yeniden başladım”

Anne karnında omuriliği gelişmeyen Simge Elif Öztürk, 2016 yılına kadar yürüyebildiğini, geçirdiği ameliyatın ardından tekerlekli sandalye kullanmaya başladığını dile getirdi. Fizik tedavi sürecinde tanıştığı halterle yaşamının değiştiğini belirten Öztürk, “Kaslarımı kuvvetlendirmek için başlamıştım ama halterle hayata yeniden başladım. Bu spor bana hem fiziksel güç hem de özgüven kazandırdı” ifadelerini kullandı.

Spora başladığında ailesinin itirazları olduğunu aktaran Öztürk, “İlk başta etrafımdaki insanlar ve özellikle ailem bu sporu yapabileceğimi hiç düşünmediler. Sağlığımın olumsuz etkileneceğini düşündüler. Ama azmettim, başardım. Şimdi en büyük destekçim onlar” dedi.

67 kiloda yarışan Öztürk, 2023 ve 2024 Türkiye Şampiyonalarında birincilik elde ettiğini söyleyerek, “Haziran ayındaki şampiyona milli takım seçmesi olacak. 8 yıldır bu sporu yapıyorum, artık milli takım formasıyla yarışmak istiyorum. Milli forma giymek en büyük hayalim” diye konuştu.

Yoldan çeviren hocası, dünya rekoruna ulaştırdı

Faruk Öztürk ise haltere lise yıllarında, bir teneffüs sırasında antrenörü Ekrem hocayla tanışarak başladığını söyleyerek, şu ifadelere yer verdi: “Hüsniye Özdilek Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde okuyordum. Ekrem hocamız beni yanına çağırdı. Naim Süleymanoğlu, Halil Mutlu gibi isimlerden bahsetti. ‘İlk adımı atalım, sonrası gelir’ dedi. Ben de sözüne inandım. Okulun alt katındaki salonda antrenmanlara başladım.”

Spina bifida hastalığı nedeniyle doğuştan engelli olduğunu ifade eden Faruk Öztürk, 2015’te Avrupa ikinciliği elde ettiğini, ardından milli sporcu unvanı aldığını aktardı. 2017 yılında dünya şampiyonasında hem dünya hem Avrupa rekoru kırarak şampiyon olduğunu dile getiren Öztürk, “Rekorum hala kırılamadı. +107 kiloda, sınırsız sıklette yarışıyorum” diye konuştu.

2024 Paris Olimpiyatları hedefinin, son iki hafta kala yaşadığı omuz yırtığı nedeniyle gerçekleşmediğini aktaran Öztürk, “Bir kiloyla İngiliz rakibim beni geçti ve olimpiyat kotası onun oldu. Nasibimde yokmuş. Şimdi hedefim 2028 Olimpiyatları ve ardından genç sporculara destek olmak” dedi.

Salon arkadaşlığı, hayat arkadaşlığına dönüştü

Simge Elif ve Faruk Öztürk, 2018 yılında fizik tedavi sürecinde tanıştı. Faruk Öztürk, “Fizyoterapistimiz vesile oldu. Spor salonumuza davet ettim. Bir gün geldi, iki gün geldi. Sonra ‘Yapamayacağım’ dediğinde, ‘Daha iyisini yapabilirsin’ diyerek destek oldum” ifadelerini kullandı.

Simge Elif Öztürk ise, “Faruk, aslında ilk spora başladığımda öncümdü diyebilirim. Çünkü hiç bu kadar ağırlık kaldıran biriyle karşılaşmamıştım açıkçası. O zamandan itibaren hoşlanmaya başladım. Sonrasında da aşka dönüştü. 2023 yılında birlikteliğimiz başladı ve nişanlandık. Daha sonrasında da 2025 yılının nisan ayında evlendik. Onun düştüğü zaman ben destek oluyorum, benimkilerde o. Psikolojik, fiziksel olarak bizi bizden başka kimse anlayamaz” diye konuştu.

“Olimpiyata birlikte gitmek istiyoruz”

Simge Elif ve Faruk Öztürk, Antalya Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü bünyesinde lisanslı olarak yarışıyor. Haziran ayında Kırıkkale’de yapılacak Türkiye Bedensel Engelliler Halter Şampiyonası’na birlikte hazırlanan çiftten; Faruk Öztürk +107 kiloda, Simge Elif Öztürk ise 67 kiloda mücadele edecek.

Olimpiyat hedefini de paylaşan Simge Öztürk, “Olimpiyat en çok istediğim şey. 2028 Olimpiyatları’nda eşimle birlikte yer almak istiyorum” şeklinde konuşurken, Türkiye Şampiyonası’na kadar yoğun bir şekilde hazırlıklara devam edeceklerini söyleyen Faruk Öztürk, “Bu mücadele sadece madalya için değil. Engelli bireylerin toplumda yer bulması için çalışıyoruz. Engellerimizi değil, hayallerimizi ön plana koyuyoruz” dedi.

“Spor salonları sadece şampiyon değil, umut da yetiştiriyor”

Antrenman yaptıkları salona gelen engelli bireylerin de kendilerine ulaştığını anlatan Faruk Öztürk, “Bizi televizyonda gören, gelip tanışmak isteyen çok oluyor. Halterle ilgilenmeyenleri farklı branşlara yönlendiriyoruz. Ne kadar çok engelli birey topluma kazandırılırsa, bunun o kadar faydalı olacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Tekerlekli sandalye kullandığını ancak kendisini engelli olarak görmediğini belirten Öztürk, “Birçok sağlıklı insanın yapamadığı, ulaşamadığı başarıları elde ettim. ‘Ben engelliyim’ diyerek evine kapanan bireyler, ister sporcu olsun ister olmasın, bu şekilde karamsarlığa kapılmasın” şeklinde konuştu.

Olimpiyat hedefinin yanı sıra, kendi gibi engelli genç sporculara destek olmayı da amaçladığını vurgulayan Öztürk, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Spor branşımla ilgili elimden ne geliyorsa yapmak istiyorum. Genç bir sporcunun elinden tutup onu bir yere getirmek, olimpiyatlardan sonraki en büyük hayalim. Engellerini ön planda tutmasınlar. Sağlıklı bireylerin başaramadığı pek çok şeyi başarabiliyoruz.”

Simge Elif Öztürk de, “Hayatta başarılmayacak hiçbir şey yok. Her şey kafamızda bitiyor, hiçbir zaman yenilmesinler. Başarmayı canı gönülden istesinler” dedi.