Ataerkil toplumlarda geçmişten günümüze artarak devam eden sorunlardan biri de toplumsal cinsiyet kalıplarının kadınlar ve erkekler üzerindeki olumsuz etkileridir.
Uzman Psikolog Samira Serpal, bu kalıpların bireylerin hayatlarını nasıl şekillendirdiğine ve olumsuz sonuçlarına dair önemli açıklamalarda bulundu.
Kadınlar, daha doğmadan kendileri için belirlenen toplumsal cinsiyet kalıplarıyla yaşamaya mahkûm ediliyor.
Küçük yaşlardan itibaren hangi oyuncaklarla oynayacakları, nasıl oturmaları ve nasıl konuşmaları gerektiği gibi birçok alanda yönlendiriliyorlar.
Bu durum, kadınların yalnızca günlük yaşamlarını değil, inançlarını, beklentilerini ve meslek seçimlerini de etkiliyor.
Toplumsal beklentilere göre, kadınlar ancak “iyi bir eş” ve “iyi bir anne” olduklarında kamusal alanda kabul görüyor.
Meslek seçiminde de benzer bir baskı söz konusu. Kadınlar, yetenekleri ve ilgileri doğrultusunda değil, toplumun onlara uygun gördüğü mesleklerde çalışmaya yönlendiriliyor.
Bu kalıpların olumsuz etkileri yalnızca kadınlarla sınırlı değil; erkekler de doğdukları andan itibaren belirli kurallar çerçevesinde yetiştiriliyor.
Ataerkil toplumlarda erkeklerden güçlü olmaları, duygularını belli etmemeleri bekleniyor.
En yaygın örneklerden biri ise erkeklerin ağlamalarının zayıflık olarak görülmesi.
Duygularını ifade etmeyi öğrenmeyen erkekler, yetişkinlik dönemlerinde ciddi iletişim sorunları yaşayabiliyor.
Uzman Psikolog Samira Serpal, bu durumun bireylerin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yarattığını belirterek ebeveynlere şu çağrıda bulundu:
“Duygular herkes içindir, sadece kadınlara ait değildir. Erkek ve kız çocuklarınızı duygularını ifade etmeye cesaretlendirin.
Bir erkek çocuğunun üzülmesi, hatta ağlaması normaldir. ‘Ağlayan erkek güçsüzdür’ kalıp yargısını yıkın.”
Toplumsal cinsiyet kalıplarının etkisini azaltmak için ebeveynlerin bilinçli olması büyük önem taşıyor.
Uzmanlar, çocukların yalnızca pembe ya da mavi renklerle değil, tüm renklerle büyütülmesi gerektiğini vurguluyor.
Ayrıca, meslek seçiminde de cinsiyet ayrımı yapılmaması gerektiğini belirten uzmanlar, şu tavsiyelerde bulunuyor:
Çocuklarınızı yetenek ve ilgilerine göre mesleklere yönlendirin.
“Kadın mesleği” veya “erkek mesleği” algısından uzak durun.
Çocuklarınıza duygularını özgürce ifade edebilecekleri bir ortam sunun.
Toplumsal cinsiyet kalıplarının bireyler üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması, ancak bilinçli ebeveynler ve eşitlikçi bir bakış açısıyla mümkün olabilir.