Bu on yasanın esas alınması İslam itikadını kurtarır. Daha amele gelmedik. Birisine dahi hayır diyebilen varsa buyursun! İslam’ı reddedenler bu on yasaya inanmıyor, bilmiyor, uygulamıyor. İslam’ı kabul edenler de bilmiyor, uygulamıyor. Onlarla aynı kefede miyiz? Demek ki iman, tasdik ve ikrardan ibaret değilmiş. İmanı pratikte, yani fiili olarak ilan etmek için bu on yasanın uygulanması zorunludur. İmanın pratiği sadece camide değil, esasen besmeleyi reddeden o on kitle alanı reddedilerek ilan edilir. (Yasaları topluca verelim demiştik.)
İslami Düşüncenin Yasaları: (Çerçeveletip odaya asılacak metin)
1. Kelime ve kavramların tanım ve tasnifi TDK dâhil hiç kimsenin kayıtlarında yok. Bu durum bir odadaki yirmi çeşit meyveyi ayrı sepetlere tasnif edemeyen akıl yokluğundan daha kötüdür. Kelimenin tasnifi TDK’nun dediği gibi sekiz değil on sınıftır. Nefes almadan yaşamak ne kadar imkânsız ise bu tanım ve tasnifleri bilmeden cümle kurabilmek, doğru düşünebilmek o kadar imkânsızdır. Bu imkânsızlığı her bir maddenin kendi makalesinde ispat ettik.
2. Hangi kelime kavramdır? Kavramın, kelimenin teşhis, tanım, tasnif ve ayrıntılarını yasaların makalelerinde bulacaksınız. “Sen kimsin, senin dinin/ideolojin nedir” sorusunun cevabı kavramdır. Kavram; din tayin eder, ıstılahlar ayrıntı verir. Kavram lafzını ağzına almayan ve isime, sıfata kavram demeyen yok. İşte bu kişiler düşünce engellidir. En muteber bildikleriniz karşılıklı kavram çalıyor.
3. İslami kavramlar yama-takas-vekâlet kabul etmezler. İslam’ın içinden ya da dışından hiçbir kavram, İslami kavramlarla terkip, tamlama, müşterek, tamlanan-tamlayan yapılamazlar. İslami kavramlar nev-i şahsına münhasırdırlar. Sadece yalın halleri ile kullanılabilirler. Bu kuralları ihlal edenler “onlar kelimeleri yerlerinden değiştirirler” ayetinden hareketle Kuranın kelimelerini ‘pratikte’ değiştirmiş olurlar. Kuranın kelimelerinin değiştirilmesi Kuranı inkârdan beterdir.
4. Değer tanımları: Ahlak, adalet, din, düşünce, kimlik, görüş, iktidar vs. Değer tanımlarına açık bir din veya ideoloji ile âtıf yapmayan herkese tuzak kurar. Bu tuzağa düşmeyen yok. Atıfsız ve muallâkta bırakılan bir değer tanımı aldatma içerir. İslam dışı değer tanımlarını ‘sahiplenerek’ kullanmak İslam dışını sahiplenmektir. Yanlış değer tanımına doğru, doğru değer tanımına yanlış âtıfta bulunmayan yok; bu cehalettir. Değer tanımının hangi dine ve dile ait olduğu bilinmedikçe doğru atıfta bulunmak imkânsızdır. Özlü sözümüz: Bir şeye ne ile atıf yapılırsa matufun temeli odur. Mesela: Görüşe İslam ile atıf yapılır. İslami görüş. ‘Milli görüş’ dersen o ideolojidir. İslam’ın zıddıdır.
5. Allah’ın ihdas ettiği tanım ve tasnifler vardır. İslam, Müslüman, İslam’ın veya imanın şartları/tasnifleri vs. gibi Bir de insanların ihdas ettikleri ikili, üçlü, çoklu tasnif grupları vardır. Osmanlıcılık-İslamcılık-Türkçülük gibi onlarca var. Bu konudaki özlü sözümüz: Tanım ve tasnif ne üzerinden ise din onun üzerinden oluşur. İslam’ın kendine has tanım ve tasnifleri vardır. Kendi dışındaki insan icadı yüzlerce tanım ve tasniflerin hepsi batıl din ve düşünce içeriyor.
6. Tuzak bilgi sistemleri olan felsefe, sosyoloji, antropoloji, psikoloji, sosyal-siyasal bilgiler gibi onlarca tuzak bilginin içeriği vahyi asla kabul etmezler. Her türden bilim kılıfı ile İslam’ı örtbas eden bu tuzakları, görüşleri “gerekçeli bir şekilde” reddetmeyen, gün gelir kesinlikle İslam’ı reddeder.
7. Slogan ideolojilerin, sistemlerin makyajı, maskesidir. Saman altından su yürütmektir. Sınırsız, belirsiz, limitsiz, ilkesiz adama biçimidir. Slogana inanan karşıtına dönmüştür. Slogan kesinlikle belirsizlik vaat eden aldatma yöntemidir. İslam itikadı sloganın üzerini kesinlikle çiziyor.
8. Besmeleyi reddeden kavramlar, fiiller, oyun, eğlence, beğeni ve arzular, cihanşümul faaliyetler: Marka, Market, Makyaj, Medya, Moda, Müzik, Festival, Faşing, Futbol, Olimpiyat. (6M3F1O) Bu maddeler günümüze dayatılan on tuzak olup besmeleyi reddeden fiillerdir/ayinlerdir. Besmeleden mahrum olan İslam’dan mahrum olur. Bu fiiller çarpan etkisine sahiptir ve daha onlarcası vardır.
9. İslam’da sorgulama sırası ile itikat, kavramlar ve fiiller üzerinden yapılır. Söz konusu İslam değilse orada sorgulama iktidar üzerinden yapılır. Her iktidarın tüzüğünde “biz din, dil, ırk, kimlik gözetmiyoruz” kaydı var. İslam itikadında “din, dil, ırk” Allah’ın ayetlerindendir. Burası kesin bir yol ayrımıdır… Mekke’yi harpsiz-darpsız fetheden Allah’ın elçisi sorgulamayı ‘itikat’ üzerinden yaptı.
10. “Allah’ın kelimeleri yüce, kâfirlerin kelimeleri sefildir.” (Tevbe-40) Bu ayet şunu emrediyor: Sefil ve yüce kavramların listesini çıkarıp, sefillerin üzerini çizmek gerekir. Bunu yapmayan; A. Düşünemez. B. Tanımlayamaz. C. Cümle kuramaz. D. Belirsizlikten geçinir. E. Frengistan’a bekçilik eder. F. Konjonktüre iman eder. G. Allah’ın kelimelerini değiştirir. H. Allah’ın kelimelerinin değiştirilmesi, Kuranı Mushaf’ta değil, ‘pratikte’ değiştirmek demektir… Dünyada ilk kez yazılan on yasa, yazan: Ramazan DEMİR. 2025. AFYON