Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu'nun 2024 Yılı 14. Toplantısı 23 Temmuz 2024 tarihinde gerçekleştirildi.

Toplantıda resmî ilan ve reklam yayımıyla alakalı süreli yayınlar hakkında yapılan işlemler, deprem bölgesindeki süreli yayınlara ilişkin muafiyetlerin süresinin uzatılması, süreli yayınların isim ve alan adı değişikliği talepleri, basın çalışanlarının borç para talepleri ile diğer idari konular görüşülerek karara bağlandı.

195 Sayılı Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanun ve Resmî İlan ve Reklam Yönetmeliği'ne Dair Kararlar

Resmî ilan ve reklam yayımıyla alakalı süreli yayınlar hakkında yapılan işlemlerin görüşülmesi neticesinde;

Bursa'da yayımlanan bir gazetenin Asgari Satış Fiyatı şartını ihlal etmesi sebebiyle 3 gün,

Çankırı'da yayımlanan bir gazetenin Kadro, İçerik, Defter Tutma, Asgari Kadro ile Asgari Fiili Satış şartlarını ihlal etmesi sebebiyle 10 gün,

Çankırı'da yayımlanan bir gazetenin Kadro Bildirim Zorunluluğu, Defter Tutma ile Asgari Fiili Satış şartlarını ihlal etmesi sebebiyle 9 gün,

İzmir'de yayımlanan bir gazetenin sevk edilen ilanı hatalı yayımlaması sebebiyle 7 gün,

Van'da yayımlanan bir gazetenin Kadro Bildirim Zorunluluğu ile Asgari Kadro şartlarını ihlal etmesi sebebiyle 6 gün süreyle 195 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca resmî ilan ve reklam kesme müeyyidesi uygulanmasına karar verildi.

Süreli yayınların haklarında alınan Genel Müdürlük Kararlarına yaptıkları itirazların değerlendirilmesi sonucunda;

Samsun'daki bir internet haber sitesinin Asgari Ziyaretçi Trafik şartını ihlal etmesine dair hakkında alınan Genel Müdürlük Kararına yaptığı itiraz reddedildi.

Deprem bölgesindeki muafiyetler devam edecek

Yönetim Kurulu, deprem bölgesindeki gazete ve internet haber sitelerine ilişkin 1 Ağustos 2024 tarihinde sona erecek olan muafiyetlerin uzatılmasını görüşerek karara bağladı.

Buna göre, 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen depremlerin olumsuz etkilerinin sürdüğü Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinde resmi ilan ve reklam yayımlama hakkı bulunan veya bekleme süresi içerisindeki gazeteler için asgari fiili satış şartları 31 Aralık 2024 tarihine kadar aranmayacak. Aynı tarihe kadar internet haber siteleri hakkında da asgari ziyaretçi trafik şartı gözetilmeyecek.

Malatya'da yayımlanan 2 gazetenin isim değişikliği

Toplantıda gazetelerin isimleri ile internet haber sitelerinin alan adı değişikliği talepleri de görüşülerek karara bağlandı. Malatya'da yayımlanan 2 gazetenin isim değişikliği, Manisa'daki bir internet haber sitesinin de alan adı değişikliği yapmalarına izin verildi.

Borç para ve yardımlar

Basın İlan Kurumu, basının desteklenmesine yönelik faaliyetleri kapsamında Kurumun Teşkiline Dair 195 sayılı Kanun, Basın İlan Kurumu Yönetmeliği ve 219 sayılı Borç Para ve Yardımlara Dair Genel Kurul Kararının ilgili hükümleri uyarınca basında fikren ve bedenen çalışanlara faizsiz borç para vermekte ve yardıma muhtaç basın mensupları ile vefat edenlerin ihtiyaç sahibi ailelerine de maddi yardımlar yapmaktadır.

Bu kapsamda resmî ilan yayımlama hakkını haiz süreli yayınlarda fikren veya bedenen çalışan 25 kişinin borç talepleri kabul edilerek; 25 basın mensubunun her birine 12.000 Türk Lirası olmak üzere faizsiz ve 12 ay geri ödemeli toplam 300.000 Türk Lirası borç para yardımı yapılmasına karar verildi.

Limak Şirketler Grubu, yurt içi ve yurt dışında daha geniş kitlelere ulaştırılması amacıyla kültür-sanat faaliyetlerini desteklemeye devam ediyor. Türkiye'nin yanı sıra ekonomik faaliyet gösterdiği coğrafyalarda toplumsal fayda çalışmaları da sürdüren Limak, İspanya'nın Barselona şehrindeki UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Palau de la Música Catalana (Katalan Müzik Sarayı) ile iş birliğine imza attı.

İspanya'nın kültür ve turizm merkezi şehirlerinden Barselona'da düzenlenen imza törenine Limak Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir ve Palau de la Música Başkanı Joaquim Uriach katıldı. İş birliği kapsamında Limak, kültür mirası salonun resmi destekçileri arasında yerini aldı. Limak, Katalan Müzik Sarayı'nın çocuklar ve gençlerden oluşan kolektif koro çalışmalarıyla kapsayıcılığı ve sosyal entegrasyonu teşvik eden bir girişim olan ‘Palau Vincles' programını da destekleyecek.

“Farklı kültürlere sanatın birleştirici gücüyle dokunuyoruz”

Törende konuşan Limak Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, grubun Türkiye'de olduğu gibi faaliyet gösterdiği ülkelerde sosyal ve kültürel yatırımlar da gerçekleştirerek toplum hayatına dokunduğunu söyledi. Şirketlerin ekonomik faaliyetlerinin toplumsal fayda çalışmalarıyla desteklenmesi gerektiğini belirten Özdemir şöyle konuştu: “Ülkemizdeki Türkiye'nin Mühendis Kızları küresel bir sosyal etki hareketine dönüşen, dünyanın dört ülkesinden mühendislik adayı kız öğrencilerin dahil olduğu, gurur duyduğumuz bir proje haline geldi. Yedi yıl önce kurulan ve her yıl üzerine katarak kültür sanat hayatına sağladığı faydayı geliştiren Limak Filarmoni Orkestrası binlerce sanatsevere ulaştı. Eğitimde olduğu gibi bu yıl kültür ve sanata sağladığımız desteği yurt dışına da taşımayı arzu ediyorduk. Yaklaşık 120 yıldır önemli bir sanat merkezi olan Palau de la Música Catalana'daki fırsatı değerlendirmek istedik. Burada verdiğimiz evrensel mesajı ve ortaya çıkacak toplam faydayı önemsiyoruz. Bu anlamlı iş birliğiyle aynı zamanda Katalan kültür mirasını selamlıyor, tanıtımına ve etki alanının genişlemesine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Farklı kültürlere sanatın ve müziğin birleştirici gücüyle dokunuyoruz. Tıpkı Spotify Camp Nou'nun Barselona'nın futbol dünyasındaki gururunu temsil etmesi gibi, Palau de la Música Catalana da şehrin müziğe, kültüre ve mimari mükemmelliğe olan bağlılığının bir sembolü olarak duruyor. Bu simge yapılar Barselona'nın kalbini ve ruhunu tanımlamaya yardım ediyor. Limak olarak onların yolculuklarının bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz."

Palau de la Música Başkanı Joaquim Uriach de şehrin iki sembolü olan Barselona Stadı ve Katalan Müzik Sarayı'na sağladığı destekler için Limak'a teşekkür etti. Uriach, “Limak tarafından kentin kültürünü desteklemek üzere seçilmekten onur duyuyor; Palau'nun hayatı iyileştiren kültürel ve müzikal faaliyetlerinin herkes için erişilebilir olmasını sağlayan destekçiler arasında bulunmalarını kutluyorum” dedi.

Limak Filarmoni 30 Ekim'de Barselona'da

Limak Vakfı tarafından yedi yıl önce çoksesli müziği geniş kitlelere tanıtmak amacıyla kurulan Limak Filarmoni Orkestrası da bu yıl ilk kez yurt dışına çıkarak Palau de la Música'da konser verecek. Törende hazır bulunan Limak Filarmoni Orkestrası'nın kurucusu, Türkiye'nin ünlü tenoru Murat Karahan da 30 Ekim'de planlanan konser için büyük heyecan duyduklarını söyledi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nin 25. yıldönümünde, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Hüdavendigar salonunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Yakın bir tarihte beklenen muhtemel Marmara Depremine karşı Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin çalışmalarını anlatan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı ile ortak yürütülen projede yapılan bina hasar risk analizlerinde doğrultusunda Bursa'nın büyük bir kısmının deprem riskine karşı savunmasız olduğunu söyledi. Bozbey konuşmasının devamında, “Plansız yapıların en aza indirilmesi, kaçak yapıların önlenmesi, ulaşım ağları ve tahliye rotalarının belirlenmesi konuları üzerine arkadaşlarımız yoğun bir şekilde çalışıyor ve bizim önceliklerimiz arasında yakın zamandaki depreme hazırlık var” diye konuştu.

Riskli mahalleler taranıyor

Bursa'nın riskli mahallelerinde ev ev taranarak yüksek riskli yapıların tespit edilmeye çalıştığını ifade eden Başkan Bozbey, “Bursa hepimizin bildiği gibi deprem açısından çok riskli bölgede yer alıyor. Bursa ve çevresinde deprem oluşturabilecek birçok aktif fayın olduğunu biliyoruz. En son daha önce Nilüfer'de başlattığımız fayların yer tespiti sonuçlarını, seçim öncesi ve sonrası paylaştık. Fay hattı stadyum ile hastanenin arasından geçiyor ve kentin içinden geçip Yenişehir'e kadar uzanıyor. 1855 depremini zaman zaman bize en büyük yıkıcı deprem diye anlatırlar. O zamanki nüfusun yüzde 5'ini kaybetmişiz. O depremin benzerinin bu günlerde olduğunu düşünün, felaketin boyutu inanılmaz olur. Göreve geldiğimiz günden bu yana Bursa'yı depreme karşı daha dirençli hale getirmek için arkadaşlarımız yoğun bir şekilde stratejik hedefler ortaya koyuyorlar. Bunun yanında toplumun da bilgilendirilmesi son derece önemli. Tabi bu çalışmaların başında Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JIKA) ile ortaklaşa yürütülen bir proje var. Bu projeyle Bursa Büyükşehir Belediyesi risk azaltma ve önleme projesi yürütülüyor. Bu projeyle birlikte Bursa'da hasar riski yüksek yapı analiz ediliyor ve çözüm önerileriyle birlikte rapor hazırlanıyor. Bu raporlardaki çözüm önerileri doğrultusunda da ilgili dairelerimiz işlemlerini hemen başlatıyor. Bu çalışmayla birlikte muhtemel depremde kritik yol ağları da belirlenerek kentsel direnç planı da ortaya çıkıyor. Devam eden bu proje çerçevesinde Bursa'nın büyük bir kısmının deprem riskine karşı oldukça savunmasız olduğunu ortaya koymuştur” şeklinde konuştu.

“Afet Yönetim Merkezi çalışmalarımız da hızla devam ediyor”

Deprem öncesi hazırlıkların süratle devam ettiğini belirten Bozbey, “Plansız yapıların en aza indirgenmesi, kaçak yapıların önlenmesi, ulaşım ağları ve tahliye rotalarının belirlenmesi konuları üzerine arkadaşlarımız yoğun bir şekilde çalışıyor ve bizim önceliklerimiz arasındadır. Ayrıca analizler doğrultusunda gerekli görülen kamu binaları, altyapı ve kritik tesislere erken uyarı sisteminin kurulması üzerine çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Erken uyarı sistemiyle kritik tesisleri kontrollü kapama sistemleri devreye alınacak ve acil durumlarda zaman kazanılacaktır. Afet Yönetim Merkezi çalışmalarımız da hızla devam ediyor. Büyükşehir belediyesi olmamıza rağmen, belediyemize ait afet yönetim merkezimiz yok. Afet ve acil durumlarda yapılacak müdahalelerin etkin ve kesintisiz olmasını sağlamalıyız. Sıvılaşma olan zeminlerde deprem katlanarak etkisini gösteriyor. Bursa'nın afete dirençli hale getirilmesi hepimizin sorumluluğundadır” dedi. Yapılan test çalışmalarının neticeleri önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklanacak. Çöküntü bölgelerinde kentsel dönüşüm planlamaları gündeme gelecek. Bu arada hükümet tarafından seçim öncesinde kamuoyuna İstanbul Kanunu olarak duyurulan ve Marmara Bölgesinde İstanbul çevresindeki büyükşehirleri de kapsayacak genel düzenlemenin de yapılması bekleniyor.

Dr. Ali Taha Koç, ‘Sayın Bakanımızın çağrısını görev kabul ediyoruz. Her iki ihaleye de girip bu milli sorumluluğu üstlenmeye hazırız. Yenilikçi teknolojileri ülkemize kazandırmak için fiber altyapının ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. İhale süreçleri sonunda kazanan Türkiye olacaktır’ dedi.

Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun 5G ve Fiber Altyapı ihaleleri takvimine ilişkin geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamaları, büyük memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.
Bakan Uraloğlu'nun, 5G ihalesinin yılın ilk yarısında yapılacağı, 2026'da sona erecek olan Fiber Altyapıda İmtiyaz Sözleşmesi'ne ilişkin ihale sürecinin ise bağımsız şekilde ilerleyeceğine dair açıklamalarını değerlendiren Dr. Ali Taha Koç, ‘Sürecin sonunda kazanan Türkiye olacaktır’ dedi.

‘En kaliteli fiber altyapıyı ülkemize sunmak için göreve hazırız’

Dr. Ali Taha Koç, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: ‘Ülkemizde fiber altyapının yayılması için çok daha büyük yatırım ihtiyacı var. Hem şirketlerden, kurumlardan hem de vatandaşlarımızdan bu konuda yüksek bir talep olduğunu biliyoruz. Biz de Turkcell olarak yatırımlarımızı, fiber altyapımızı güçlendirip yenilikçi teknolojileri milletimize kazandırma vizyonu ile aralıksız sürdürüyoruz. Sayın Bakanımızın bu çağrısını bir görev kabul ediyoruz. Süreçte rekabet koşullarının yeniden belirlenmesiyle, Türkiye'nin Turkcell'i olarak mobil iletişimde verdiğimiz dünya standartlarındaki hizmeti, fiber altyapı alanında da ülkemize sunmaya ve bu milli sorumluluğu üstlenmeye hazırız. 5G ihalesi de Türkiye için gerçek bir dönüm noktası olacak. Başta iş hayatı ve farklı endüstri kolları olmak üzere her alanda çok dönüştürücü etki yapmasını beklediğimiz 5G teknolojisine yönelik çalışmalarımız, uzun süredir devam ediyor. 5G'ye geçiş için gerekli olan tüm hazırlıkları tamamladık. Teknik altyapımız da hazır. Frekans tahsisleri tamamlandığında, en kaliteli 5G deneyimini sunan ve en güvenli hizmeti veren şirket yine Turkcell olacak.’

Düzenlenen yarışmaya Kayseri'den 8, Nevşehir'den 4, Sivas, Kırşehir Niğde ve Yozgat'tan da 1'er okuldan toplam 48 öğrenci katıldı. Öğrenciler, mutfak sanatlarındaki becerilerini göstermek ve birinci olabilmek için ter döktü. Yarışma ile ilgili bilgiler veren Gastronomi Mutfak Festivali Türkiye Koordinatörü Barış Ondaş; ‘Bu sene ikincisini düzenlediğimiz yarışmanın ilk ayağı Kayseri'de başladı. Kayseri'de bugün 16 ekibimiz, 16 okulumuz yarıştıracağız. Toplamda 3'er öğrenciden 48 öğrencimiz yarışacak. Türkiye'nin 7 bölgesinde 2'şer ilde toplamda 403 okulla beraber yarışmayı düşünüyoruz. Bugün başladık. Jüri arkadaşlarımızın hepsi bütün ülkemizi gezecekler. Nisan'da da inşallah bunun finalini yapacağız diye düşünüyoruz. Yarışmamızın amacı Türk Mutfağını öğrencilere sevdirmek öncelikle. Türk Mutfağının eksik olan, bizde unuttuğumuz tariflerini ortaya çıkarmaktır. Geçen sene geleneksel mutfakla çalışmıştık. Bu sene geleneksel Türk Mutfağını modern çizgilerle çalışmak istiyoruz. Hem öğrencilerimiz için daha eğlenceli hem de daha öğretici olsun istiyoruz’ dedi.

Kocasinan Kız Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi Yiyecek İçecek Hizmetleri 11. sınıf öğrencisi Elif Kara ise; ‘Bugün burada başlangıç tabağımız olarak humus yatağında hurmalı pastırma sarması yapıyoruz. Pastırma Kayseri'nin coğrafi işaretli ürünlerinden biri ve o yüzden de pastırma sarmasını seçtik. Ana yemek olarak da pırtım pırt aşı yapacağız. Develi yöresine ait bir yemek o da coğrafi işaretli ürünlerimizden birisi. Tatlı olarak da yine Kayseri'nin coğrafi işaretli ürünü olan nevzine tatlısını seçtik. Bugün bunlarla çok güzel bir tabak çıkarmayı düşünüyoruz. Heyecan da var tabi koşuşturmaca içerisindeyiz arkadaşlarımızla. Yapacağımıza da inanıyoruz. Hedef tabi ki birincilik. Bu umutla geldik biz buraya ve öyle de olacak. Kayseri mutfağına özgü çok ürün çıkaracağız biz buradan. Özellikle de coğrafi işaretli ürünleri seçtik ki daha da çok tanınsın, bilinsin diye’

Altındaki dalgalanmalar devam ediyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın tekrar yönetime gelmesiyle birlikte altın, her geçen gün yüksek bir artışla piyasaya yansıyor. Altının gram fiyatı, güne yükselişle başlamasının ardından 3 bin 427 TL seviyesinden işlem görüyor.

Uluslararası piyasalarda yaşanan dalgalanmalar ve iç piyasadaki ekonomik belirsizlikler, altının değer kazanmasına yol açtı. Enflasyon oranlarının artışı ve döviz kurlarındaki yükseliş de bu süreçte etkili faktörler arasında yer alıyor. Yatırımcılar, altına güvenerek uzun vadeli kazanç sağlamayı umarken, yaşanan artışlar planlarını sekteye uğratıyor.
Beşibirlik
Alış: 107 bin 740 TL
Satış: 112 bin 620 TL
Cumhuriyet Yeni 2,5
Alış: 53 bin 870 TL
Satış: 56 bin 310 TL
Liralık Eski
Alış: 21 bin 548 TL
Satış: 22 bin 356 TL
Liralık Yeni
Alış: 21 bin 548 TL
Satış: 22 bin 524 TL
Reşat, Hamit, Aziz
Alış: 21 bin 548 TL
Satış: 22 bin 524 TL
Ata Lira Yeni
Alış: 22 bin 185 TL
Satış: 23 bin 266 TL
Yarım Yeni
Alış: 10 bin 774 TL
Satış: 11 bin 262 TL
Çeyrek Yeni
Alış: 5 bin 387 TL
Satış: 5 bin 631 TL
22 Ayar Bilezik
Alış: 3 bin 68,20 TL
Satış: 3 bin 291,50 TL
22 Kordon
Alış: 3 bin 68,20 TL
Satış: 3 bin 504,90 TL
24 Ayar Gram Altın
Alış: 3 bin 351,40 TL
Satış: 3 bin 427 TL
14 Ayar Gram Altın
Alış: bin 905 TL
Satış: 2 bin 348,30 TL

Gaziantep Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi'nde, MÜSİAD ve International Business Forum (IBF) iş birliğiyle düzenlenen Türkiye-Suriye İktisadi İş Birliği Zirvesi, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin güçlendirilmesi ve bölgesel iş birliği fırsatlarının değerlendirilmesi açısından önemli bir platform sundu. Zirveye katılan MÜSİAD Malatya Şubesi, Malatya'nın üretim gücünü ve yatırım potansiyelini ön plana çıkararak, Suriyeli iş insanlarıyla iş birliklerini geliştirmeye yönelik stratejik görüşmeler gerçekleştirdi.

Zirveye katılan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye-Suriye ticari ilişkilerinin yeniden canlanması için önemli adımlar atıldığını belirterek, Ziraat Bankası'nın Suriye'de faaliyete başlayacağını müjdeledi. Bu adımın, iki ülke arasındaki ticari güveni artırarak, iş dünyasına önemli kolaylıklar sağlayacağını vurgulayan Bolat, Türkiye'nin bölgedeki ekonomik kalkınmaya olan desteğinin süreceğini ifade etti.

‘Malatya, üretim üssü ve bölgesel ticaretin öncüsü’

Zirvede değerlendirmelerde bulunan MÜSİAD Malatya Şube Başkanı Yunus Akçin, Türkiye ile Suriye arasındaki ticari ilişkilerin geleceğine dair önemli mesajlar verdi. Malatya'nın üretim kapasitesi, sanayi altyapısı ve stratejik konumuyla bölgenin ticaret merkezlerinden biri olduğuna dikkat çeken Akçin, ‘Bu zirvede, şehrimizde üretilen sanayi ürünlerini Suriyeli iş insanlarıyla buluşturmayı amaçlıyoruz. Suriye'nin yeniden yapılanma sürecinde Malatya'nın ve çevre illerin önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz’ dedi.

‘Türkiye-Suriye ticari hacmi 10 milyar dolara ulaşacak’

MÜSİAD'ın 8 Aralık'tan bu yana Suriye ile ticaretin yeniden canlanması için yoğun çalışmalar yürüttüğünü belirten Akçin, bu zirvenin kısa sürede hayata geçirilmesinin MÜSİAD'ın etkinliğini bir kez daha ortaya koyduğunu ifade etti. Akçin, ‘Ticaret Bakanımızın da belirttiği gibi, iki ülke arasındaki ticaret hacminin kısa sürede 10 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. Ziraat Bankası'nın Suriye'de faaliyet göstermeye başlaması, güvenli ticaret ortamının oluşmasına büyük katkı sağlayacaktır’ diye konuştu.

‘Türkiye, Suriye'nin yeniden inşasında öncü rol üstlenecek’

Suriye'nin yeniden imar sürecinde Türkiye'nin ekonomik ve insani açıdan kritik bir destek sunacağını vurgulayan Akçin, ‘Suriye'nin yeniden yapılandığı bu süreçte, Türkiye olarak her alanda yanlarında olacağız. Kurulacak sağlam ticaret köprüsü, sadece ekonomik ilişkileri değil, bölgesel istikrarı da güçlendirecektir.’ ifadelerini kullandı.

Zirve boyunca düzenlenen B2B toplantılar ve firma ziyaretleri, iş dünyasının iki ülke arasındaki potansiyeli daha yakından değerlendirmesine olanak sağladı. MÜSİAD Malatya Şubesi ve üyeleri, bu görüşmelerde aktif rol alarak yeni ticaret bağlantıları kurma noktasında önemli adımlar attı. Akçin, bu tür uluslararası organizasyonların, iş dünyasına yeni fırsatlar sunduğunu ve bölgesel ticaretin gelişmesine büyük katkı sağladığını belirterek, zirvenin oldukça verimli geçtiğini dile getirdi.

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç'ın katılımıyla İstanbul'da gerçekleştirilen lansmanda duyurulan bu önemli etkinlik, şampiyonanın Türkiye'deki durağı olacak.
Dünya Kar Motosikleti Şampiyonası, 2011 yılından bu yana düzenleniyor ve Erciyes, daha önce yalnızca İtalya, Avusturya, İsviçre ve Rusya gibi kayak merkezlerinde düzenlenen bu prestijli etkinliğe ev sahipliği yapan tek Türk merkezi olma özelliği taşıyor. 2025 şampiyonası Finlandiya, İsveç ve Türkiye'de gerçekleştirilecek olup, Erciyes, şampiyonanın ikinci ayağına ev sahipliği yapacak. Bu yılki şampiyonaya Finlandiya, İsveç, Norveç, Almanya, Estonya, Rusya, Kanada ve ABD başta olmak üzere 12 ülkeden 40'a yakın kar motosikleti sporcusu katılacak. Erciyes Kayak Merkezi, Türkiye'nin en gelişmiş kayak merkezlerinden biri olarak, dünya çapında büyük bir dikkat çekiyor. Geçen yıl Türkiye'de ilk kez Erciyes'in ev sahipliği yaptığı şampiyona, televizyon, internet ve sosyal medya aracılığıyla 850 milyon kişiye ulaşırken, bu yılki etkinlik ise 86 ülkeye yayılacak. Şampiyona, 15-16 Mart 2025 tarihlerinde düzenlenecek olup, hem erkekler hem de kadınlar kategorisinde yarışlar yapılacak. Kayak severler için heyecan dolu yarışlar ve görsel şölenler, şampiyonanın önemli noktalarından biri olacak.
Erciyes Kayak Merkezi, 41 pisti, 112 kilometre pist uzunluğu ve 26 milyon metrekarelik alanıyla, Türkiye'nin ve bölgenin en büyük kayak merkezi olma ünvanını sürdürüyor. Her yıl milyonlarca turistin ilgisini çeken Erciyes, aynı zamanda güvenli turizm anlayışıyla da dikkat çekiyor. 2020 yılında, dünyanın en büyük sertifikalandırma kuruluşu Bureau Veritas, Erciyes Kayak Merkezi'ne 'Güvenli Kayak Merkezi' sertifikası verdi. Geçen sezon 2,5 milyon kayak severi ağırlayan Erciyes, bu sezon 3 milyon ziyaretçi hedefliyor. Ayrıca, Erciyes'in dağ güvenliği ve arama kurtarma faaliyetlerinde gösterdiği başarı, Türkiye'nin ilk ve tek ICAR üyesi kayak merkezi olmasına imkn tanıdı.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin yatırımlarıyla geliştirilen Erciyes, güvenli ve huzurlu bir ortamda her mevsim farklı spor organizasyonlarına ev sahipliği yaparak hem bölge ekonomisine hem de Türkiye'nin turizm sektörüne katkı sağlamaya devam ediyor.

Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Kültür ve Sanat Etkinlikleri Şube Müdürlüğü bünyesinde eğitim faaliyetlerine devam eden uygulamalı tiyatro kurslarının eğitmen ve kursiyerleri, büyük bir başarıya daha imza attı. Malatya Büyükşehir Belediyesi'nin sanatın her alanında sürdürdüğü desteklerle hayat bulan bu tür etkinlikler, hem yerel yeteneklerin keşfedilmesine hem de Malatya'daki kültürel yaşamın zenginleşmesine katkı sağlıyor. Bu bağlamda Fatih Akgün'ün yazıp yönettiği, 6 yetenekli oyuncunun da sahne aldığı ‘Gölge Oyunu’ adlı tek perdelik tiyatro oyunu, Malatya Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi'nin çok amaçlı salonunda sanatseverlerle buluştu.

Dram ve komediyi ustaca harmanlayan Gölge Oyunu etkileyici hikyesi, başarılı oyunculuk performansları ve güçlü sahne tasarımıyla izleyicilerden tam not aldı. Dramatik örüntüsü kadar ses ve ışık kurgusuyla da dikkat çeken oyun, tiyatro severler tarafından büyük ilgi gördü. Salonun tamamını dolduran seyirciler, final sahnesinin ardından ekibi uzun süre ayakta alkışlayarak oyunla ilgili beğenilerini dile getirdi. Sanatseverlerin yoğun ilgisi ve beğenisiyle sahnelenen Gölge Oyunu, tiyatroya gönül veren kursiyerlerin özverili çalışmalarıyla hayata geçirilirken, Malatya'da sanatın gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.

Malatya Büyükşehir Belediyesi'nin sanata ve sanatçıya verdiği büyük desteklerle düzenlenen bu anlamlı etkinliklerin, ilerleyen dönemlerde de yeni sahne performanslarıyla sanatseverlerle sunulacağı bildirildi.

Samsun'da oto yıkama işiyle uğraşan 35 yaşındaki Emre Yılmaz, çocukluk yıllarındaki otomobil tutkusunu, zamanla büyük bir koleksiyona dönüştürdü. Deniz ve liman işletmeciliği mezunu olan Yılmaz, işyerinin bir bölümünü garaja çevirerek, yıllardır topladığı nadir ve klasik Mercedes araçlarını burada sergiliyor. Sadece ender ve sınırlı sayıda üretilen Mercedes modellerine ilgi gösteren Yılmaz, şu ana kadar 12 araçtan 7'sini satarken, koleksiyonunda kalan 5 özel otomobile ise büyük bir özenle bakıyor. Yılmaz'ın koleksiyonundaki bu nadir araçlar, ünlü dizi oyuncularının bile ilgisini çekiyor.
Klasik otomobillere olan tutkusu, iş hayatı ve hobisinin birleşimi olarak dikkat çekerken Yılmaz, koleksiyonunu gelecekte de genişletmeyi planlıyor. Hem iş hem de koleksiyon konusunda başarı yakalayan Yılmaz, işinden elde ettiği kazancını klasik araç koleksiyonuna yatırarak, bu alandaki sevgisini her geçen gün büyütüyor.

‘Koleksiyon garajımda nadir bulunan 5 Mercedes var’

Garajındaki otomobillere gözü gibi baktığını ifade eden Emre Yılmaz, ‘Mercedes aşkı bende çocukluktan geliyor. Küçükken oynadığımız demir metal araçlarla Mercedes sevgisi kazandık. Şimdiye kadar 12 tane klasik araç toparladım. Çok kıymetli isimlere bu arabalardan verdik. Ufak çaplı ticari girişim gibi olmasının yanı sıra hobimiz de oldu. Şu anda garajımda nadir bulunan ve Türkiye'de yürür vaziyette sınırlı sayıda olan 1963 model Mercedes 220s, 1982 model Mercedes 280 ce Amerikan Coupe, Formula1 pilotlarının pistte kullandığı ve nadir olan 190e 2.3 1987 model Mercedes ve üstü açık 1992 model 129r 300sl Mercedes cabriolet convertible bir aracımız var. Garajımdaki araçların hepsi, kıymetli ve koleksiyon değerini sahip araçlardan oluşuyor. Bir tane de garajda olmayan evde sakladığım 1994 model 124 coupe var. Onu da müsait bir zamanda garajıma alacağım’ dedi.

‘Kurtlar Vadisi oyuncuları aracımı almak istedi’

Birçok ünlünün otomobilleri almak için teklif yaptığını ancak şu anda elinde bulunan 5 otomobili satmayı düşünmediğini dile getiren Yılmaz, ‘Bu araçlar koleksiyonluk olduğu için piyasa değerleri oldukça yüksek. Fiyatları, sıfır araçların daha üstünde belirleniyor. Bu araçları almak için İstanbul'dan birkaç ünlü bizimle temasa geçti. Hatta Kurtlar Vadisi oyuncuları bu araçlardan birini çok istedi ama vermedik. Topladığımız araçlar arasında isteyenlere verdiğimiz oldu, kıyamayıp satamadıklarımız da oldu. Şu anda koleksiyonumu daha da geliştirmek istemiyorum. Bu araçlara zaman ayırmak istiyorum. Araçları kullanmak gerekiyor. Kullanmadığınız zaman bu araçlar küsüyor, hiç olmadık yerlerde arıza veriyorlar. 5 adet klasik, koleksiyonluk araç şu anlık bize yetiyor. Araçlarla Samsun sokaklarında gezdiğimde çok dikkat çekiyor. Trafikte çok görünmeyen ve kondisyonu iyi olduğu için görenler araçların fotoğraflarını çekiyor. Trafikte de çok güzel tepkiler alıyorum’ diye konuştu.
Yılmaz'ın klasik otomobil garajında otomobillerin yanı sıra Mercedes parçalarından oluşan mini müze de bulunuyor.