Ana Sayfa Blog Sayfa 2507

Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez hakkındaki tedbir kararı kaldırıldı

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber

Makam odasında 2 kişinin darbedilmesine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan ve ardından İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez hakkındaki verilen açığa alınma kararı Manisa İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Başkan Dönmez, İçişleri Bakanlığı’nın görevine iade etmesinin ardından görevine başlayacak.

Kulaspor evinde galip

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber

2024 – 2025 Manisa Süper Amatör Lig Salihli Grubu’nda Kula’yı temsil eden takımlardan biri olan Kulaspor 11. Hafta müsabakaları kapsamında ligde 2. Sırada mücadele eden Salihli Belediyespor’u ağırladı. Zorlu mücadelede Kulalı ekip rakibini 2 – 1 mağlup etti.

CEMAR, Türkiye-Suriye iktisadi İş Birliği Zirvesi'nde yerini aldı

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber

CEMAR Mermer ve Traverten, Gaziantep Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen MUSİAD ve IBF (İnternational Businnes Forum) organize edilen Türkiye-Suriye İktisadi İş Birliği Zirvesi’nde stant açtı.

Otomobil takla attı; 3 yaralı

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber

Manisa’nın Kula ilçesinde kontrolden çıkan otomobil takla atarak orta refüje çıktı. Otomobil içerisinde bulunan 3 vatandaş kazayı hafif yaralı olarak atlattı.

Darp edildi, mağduriyetini pankartla dile getirdi!

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


İzmir’in Bornova ilçesinde bir site sakini kadın, apartman toplantısında site görevlisi tarafından darbedildiğini iddia etti. Tehdit edildiğini de öne süren kadın, mağduriyetini ve korkusunu dile getirmek için evine durumu bildiren pankart astı.

 

 

 

Olay 17 Mart günü Bornova ilçesi Erzene Mahallesi 116/7 Sokakta bulunan 34 hanelik bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre site sakini Aysun Bodur (55) toplantı esnasında, emekli olan site yöneticisinin part-time çalışması hakkında teklif verdi. Bir anda sinirlendiği iddia edilen site yöneticisi M.B. (47), eline aldığı sandalyeyle Bodur’un boynuna vurdu. Neye uğradığını şaşıran kadın yere düşerken, M.B., site sakinleri tarafından uzaklaştırıldı. Bu esnada kadına hakaret ve tehdit savurduğu ileri sürülen M.B. dışarı çıkartılırken, Aysun Bodur hastaneye gitti. Darp raporu alan Bodur, site görevlisi hakkında suç duyurusunda bulundu.

 

 

 

Evine pankart astı

 

Uğradığı saldırı sonrası M.B.’nin tehditlerinden korktuğunu söyleyen Aysun Bodur, site yönetimi tarafından M.B.’nin işine son verilmesini istedi. İşine son verilmeyen ve hala sitede oturan M.B.’den korktuğunu ve çözüm alınamadığını söyleyen Bodur, mağduriyetini dile getirmek için evine pankart astı. Aysun Bodur, “Burası Esin Sitesi, 19 yıldır burada yaşayan kadın site sakiniyim. 17 Mart 2024 akşamı site toplantısında emekli olan site görevlimiz için yeni çalışma alternatiflerini anlatırken site görevlimiz tarafından küfürle hakarete uğradım, sandalye ile darbedildim. ’Ya sen, ya ben’ diyerek tehdit edildim. Site yönetimi bu konuyla ilgili iş yasasını hala uygulamamış, bu kişinin işine son vermeyerek yönetim olarak şiddeti meşrulaştırmış ve şiddete ortak olmuştur” yazılı pankartı evinin penceresine astı.

 

 

 

’Ya sen, ya ben’ diyerek tehdit savurdu

 

Olay anını anlatan siyte sakini Aysun Bodur, “Site yönetimine girmem hakkında teklif yapılınca ben de toplantıda bazı görüşlerimi söylemek istedim. Biz 34 daireli küçük bir siteyiz ve gelirimizin çoğunu hizmetli için veriyoruz. Kendisi geçen yıl emekli olmuş ve zaten emekli maaşı alan biri için tekrar 30 sigorta primi ödemeyelim diye yan sitedeki yöneticilerle görüştüğüm ve çeşitli alternatifler sundular. Bana en mantıklı gelen part-time sistemiydi. Evinde yine oturacak, belli bir miktar maaş alacak ve diğer giderleri de karşılanacaktı. Biz de primimizi onun çalıştığı o saatlere göre ödeyecektik. Bunu anlatmaya başladım ve daha cümlemi bitirmeden bu beyefendi altında oturduğu metal ayaklı bir sandalyeyi havaya kaldırarak hışımla üzerime doğru geldi. Ben o esnada sadece sandalyeyi havada gördüm ve refleks olarak sağa doğru kaydım. O esnada sandalye ile boynuma vurdu ve ben darbeyle geriye doğru düştüm. Ben yerde yatarken 4-5 kişi onu hala tutmaya çalışıyordu ve hala bana küfür edip sandalyeyle vurmaya çalışıyordu. Geriye düşmeseydim kesin bir kaç darbe daha şansım vardı. O esnada arkadaşlar onu dışarıya çıkarırlarken ’Ya sen, ya ben’ diyerek tehdit ederek ortamı terk etti” dedi. Daha sonra hastaneden darp raporu aldığını söyleyen Bodur, polis merkezine giderek M.B.’den şikayetçi oldu.

 

 

 

Site görevlisi M.B. tarafından darbedildiğini ve tehditler nedeniyle tedirgin olduğunu dile getiren Aysun Bodur, sesini duyurmak için evinin penceresine bir pankart astı. Apartman yönetiminin kendisine saldıran apartman görevlisinin sözleşmesini feshetmesi gerektiğini söyleyen Aysun Bodur, “Yeni seçilen yönetimin normalde iş yasası gereği bu kişinin iş akdini feshetmesi gerekiyordu. Ama ne yazık ki yönetim böyle bir şey yapmadı. Hatta ertesi gün WhatsApp grubumuz var. Sitemize yeni yönetici seçilen kişi, ben istifa ediyorum diyerek bir mesaj attı ki bu da yasal bir şey değil zaten. Sürekli gruptan bakın arkadaşlar ben çok kötü durumdayım, sokağa çıkamıyorum, tehdit edildim. Psikolojik destek alıyorum, ilaç alıyorum. Artık bu kişiyi yasa gereği göndermeleri gerekiyor dememe rağmen karşıdan bana hiçbir şekilde dönüş olmadı yönetimden. Ben de artık bu şekilde bir yöntemle çığlığımı herkese duyurmaya çalışıyorum. Bir an önce bu kişinin buradan gitmesini istiyorum” diye konuştu.

 

 

 

“Darbetmedim, yalan söylüyor”

 

Aysın Bodur’u darp ve tehdit ettiği ileri sürülen apartman görevlisi M.B. ise, telefon görüşmesinde yaptığı açıklamada, “Ben darp veya tehdit etmedim; kendisi yalan söylüyor, ekmeğimle oynuyor” sözlerine yer verdi.

 

Müdür Mustafa Yılmaz: "Velilerin eğitime katılımı başarıyı artırır"

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Kütahya İl Millî Eğitim Müdürü Mustafa Yılmaz, Öğretmenevinde düzenlenen toplantıda basın mensuplarıyla buluştu. Toplantıya İl Millî Eğitim Müdür Yardımcıları Muhsin Kaymak, Hamdi Sarıöz ve Hakan Gölpınar da katıldı. Programda, eğitim alanında yapılan çalışmalar, mesleki eğitimdeki gelişmeler ve yeni eğitim modelleri hakkında önemli açıklamalarda bulunan Yılmaz, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.Eğitimde sürdürülebilir gelişimin önemine vurgu yapan Yılmaz, yapılan çalışmaları daha ileriye taşımayı hedeflediklerini belirtti. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin eğitimde yeni bir anlayış sunduğunu ifade eden Yılmaz, “Bu model, öğrencilerin yaparak, yaşayarak ve uygulayarak öğrenmesini esas alıyor” dedi.Mesleki eğitimin önemine değinen Yılmaz, Kütahya sanayisinin önemli bir üretim merkezi olduğunu belirterek, “Bu nedenle mesleki eğitimi güçlendirmek ve sanayinin ihtiyaçlarına uygun şekilde geliştirmek öncelikli hedeflerimizden biri” şeklinde konuştu.Müdür Yılmaz, öğrencilere daha nitelikli eğitim sunmak için sanayi ile iş birliği içinde çalıştıklarını bildirdi.”Avrupa ülkelerinde mesleki eğitim oranının yüzde 60″Eğitimde başarının en önemli unsurlarından birinin velilerle iş birliği olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Velilerimizi eğitim süreçlerine dahil ederek çocuklarımızın gelişimini daha verimli hale getirebiliriz. Velilerimizin desteği olmadan eğitimde istenilen başarıyı yakalamak zor” ifadelerini kullandı.Deprem ve yangın güvenliği konusunda hassasiyetle çalışmalar yürüttüklerini belirten Yılmaz, “Teftişlerimiz devam ediyor. Eğer bir bina güvenlik açısından risk taşıyorsa kapatılacaktır. Önceliğimiz öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin güvenliği,” dedi.Mesleki eğitimin Kütahya için büyük bir fırsat olduğunu ifade eden Yılmaz, Avrupa ülkelerinde mesleki eğitim oranının yüzde 60 civarında olduğunu, ancak Kütahya’da bu oranın daha düşük seviyelerde bulunduğunu belirtti. “Sanayi ile iş birliği içinde meslek liselerini güçlendirmeliyiz. İşletmelerde staj yapan öğrencilerin güvenliği ve eğitimi konusunda titizlikle çalışacağız,” dedi.Eğitimde başarının yalnızca Millî Eğitim’in sorumluluğunda olmadığını vurgulayan Yılmaz, “Eğitimde ilerleme kaydetmek için veliler, sanayiciler, bürokratlar ve öğretmenler hep birlikte hareket etmeliyiz. El birliğiyle Kütahya’nın eğitim seviyesini yükselteceğiz” ifadelerini kullandı.

Karaciğer nakilli hastaya, kök hücre nakli yapıldı

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


İzmir’de arka arkaya siroz ve lösemi tanısı alan 67 yaşındaki Kasım Balibey’in hayati risk oluşturan iki hastalığında da şans yüzüne güldü. 2 yıl önce kadavradan bağış karaciğer nakledilen Balibey, 7 ay önce koyulan lösemi tanısından sonra yine donör çaresizliği yaşadı. Bu kez de imdadına TÜRKÖK yetişti, Balibey’e aranan kök hücre vericisi bulundu, üstelik 10’da 10 uyumlu çıktı. Balibey nakilden sonra taburcu olmaya hazırlanırken, Doç. Dr. Ahmet İfran, “Hastamız çok şanslı. Hiç donörü yokken iki nakil için de verici bulunması büyük şans. Karaciğer naklinden sonra kök hücre nakli olan bir hasta olarak literatürde nadir görülen vakalardan.” dedi.Mesai arkadaşı doktor şüphelendi, kaderi değiştiİzmir’de şimdi sağlık müdürlüğü olan Karşıyaka Toplum Sağlığı Merkezi’nde tekniker olarak çalışıp emekli olan 4 çocuk bir torun sahibi Kasım Balibey, hastalıklar açısından şanssız, tedaviler açısından çok şanslı olduğunu söyledi. Karaciğer tümörünün tesadüfen saptandığını belirten Balibey hikayesini şöyle anlattı: “Bugün hayattaysam bunun baş mimarı şimdi aile hekimi olarak çalışan eski mesai arkadaşım Dr. Özge Akbaş’dır. Her gün öğle yemeğinden sonra arkadaşlarla kısa bir yürüyüş yapardık. 2017’nin son günleriydi, böyle bir yürüyüş sonrasında Dr. Özge hanım çok terlediğimi söyleyip, tiroid değerlerimi kontrol etmek istediğini söyledi. Bununla yetinmeyip genel bir tahlil yaptırdı. Yapılan tetkikler sonrasında hepatit B’ye bağlı karaciğer sirozu olduğum ortaya çıktı. İlaç tedavisi görüp, 6 ayda bir doktor kontrolüne gidiyordum. 2020’de ise karaciğer nakli olmam gerektiği söylendi. Ailemden uygun donör çıkmadı. Önce İstanbul’da bir özel hastanede kadavra listesine yazıldım, bir gece kadavra çıktığı haberi geldi. Ancak 2 saat içinde İstanbul’da olmam gerekiyormuş, o şansı kaybettim. İstanbul’dan vazgeçip kaydımı İzmir’de bir üniversite hastanesine aldım. 12 Haziran 2022 günü kadavradan bağış karaciğer çıktığı haberi geldi. Nakil oldum ve sağlığıma kavuştum. Doktor arkadaşımın şüphesi olmasa siroz belki de iş işten geçtikten sonra saptanacaktı. Nakilden sonra rutin kontrollerimi aksatmadan sürdürdüm. Geçtiğimiz Mayıs’ta kan değerlerimde ciddi düşüş görüldü. Acıbadem Kent Hastanesi’ne başvurduk. Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İfran hoca gerekli tetkikleri yaptı. Akut miyeloid lösemi tanısı koymuş. Ailem çok duygusal olduğum için bu tanıyı bana uzun süre söylememişlerdi. Kök hücre nakli kararı alındı. Ancak karaciğer naklinde olduğu gibi kök hücre nakli için de uygun vericim yoktu. TÜRKÖK’e yapılan başvurudan olumlu sonuç gelince 21 Aralık’ta hastaneye yattım, yılbaşı günü 31 Aralık’ta da kök hücre naklim gerçekleşti. Yeni yıla şanslı girdim, hep böyle gider inşallah. Şimdi çok iyiyim. Tesadüf eseri hayattayım dersem yalan olmaz, hastalıklarım şifasıyla geldi. Aileme, doktorlarıma çok teşekkür ediyorum. Benim için üçüncü hayat başladı.”Nadir vakaÖte yandan öncesinde karaciğer nakli olup ardından kök hücre nakli olan bu vakanın literatürde nadir görülen vakalardan olduğunu belirten Acıbadem Kent Hastanesi Kemik İliği Nakli Bölümünden Hematolog Doç. Dr. Ahmet İfran, “Hastamız iki yıl önce kadavradan karaciğer nakli olmuş bir hastaydı. 6 ay kadar önce bize kan değerleri bozulmasıyla geldi. Karaciğer nakliyle ilgili bir sorunu yoktu. Yaptığımız tetkiklerden sonra akut miyeloid lösemi tanısı koyduk, tedavisini yaptık. Hasta remisyona girdi. Ancak uygun kardeş vericisi yoktu. TÜRKÖK’ten 10’da 10 uyumlu verici bulduk. 31 Aralık günü hastamıza akraba dışı kök hücre naklini yaptık. Hastamız gayet iyi, taburcu aşamasına geldik. Ancak bu her şey bitti demek değil. Hastamız bundan sonra ilaçlarını düzenli kullanması, doktor kontrollerini aksatmaması, kendini özellikle enfeksiyonlardan koruması gerekiyor.” dedi. Doç. Dr. İfran, öncesinde karaciğer, ardından kök hücre nakli vakasının literatürde nadir görüldüğünü vurguladı, “Hastamız çok şanslı çünkü iki nakilde de hiç vericisi yoktu. Kadavradan karaciğer bulunmuş, aynı şekilde akraba dışı kök hücre vericisi bulundu, üstelik tam uyumlu bir vericiydi. Bu büyük şans.” diye konuştu.

Aliağa Petkimspor, Şampiyonlar Ligi son 16 turuna kötü başladı

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Aliağa Petkimspor, FIBA Şampiyonlar Ligi’nin son 16 turundaki ikinci maçında sahasında karşılaştığı Reggiana’ya mağlup oldu ve bu tura ikide sıfırla başladı.Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde sezona B Grubu’nda başlayan Aliağa Petkimspor, grubunu ikinci sırada tamamlayıp bir üst tur için play-in oynama hakkı kazandı. Bu etapta da Hapoel Holon’u eleyen Başantrenör Burak Gören ve öğrencileri, Son 16 turuna kalmayı başardı. Bu aşamaya kötü bir başlangıç yapan Aliağa Petkimspor, ilk karşılaşmayı deplasmanda Basquet Manresa ile oynadı ve rakibine mağlup oldu. İkinci maçta ise evinde Reggiana’yı konuk eden İzmir ekibi, İtalyan temsilcisine 91-87 yenildi ve bu tura ikide sıfırla başladı.Aliağa Petkimspor Başantrenörü Burak Gören de karşılaşmaya dair açıklamalarda bulunarak, “Öncelikle çok tecrübeli ve iyi bir takıma karşı kötü bir mağlubiyet aldık. İki takım da kazanmayı hak etti ama maalesef kazanan taraf biz olamadık. Yine de oyuncularıma mücadelelerinden dolayı teşekkür ederim. Çok yoğun bir fikstürümüz var, üç günde bir maç oynuyoruz. Dolayısıyla fikstürümüz çok yoğun ama mücadele ediyoruz. Bugün de son ana kadar mücadele ettik ama kazanmak için yeterli olmadı” diye konuştu.

AHMET AKIN’DAN, BALIKESİR’E SU FATURASI SÖZÜ

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber

Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Akın, Altıeylül’ün Pamukçu Mahallesi’ne yaptığı ziyarette Balıkesir’de suyun ve su fiyatlarının iyi yönetilemediğine dikkat çekti. Balıkesir’deki su fiyatının neredeyse Türkiye’nin en pahalılarından biri olduğunu söyleyen Akın “Kimse kusura bakmasın. ‘Hiçbir kötüleme yapmayacağımı’ söyledim ama bu kötüleme değil. İyiyi göstermek istiyorum. Balıkesir’de suyu iyi yönetemediler. Neredeyse Türkiye’nin en pahalı su faturalarından birini ödüyoruz. Marmara bölgesinde en pahalı su Balıkesir’de. Faturalar ortada. Balıkesir’in su faturaları İstanbul’u fersah fersah geride bırakıyor. Balıkesirliler, İstanbullulardan daha mı zengin? Neden İstanbul’dan çok daha yüksek fatura ödüyorlar? Çünkü suyu yönetmek istemiyorlar. Kıymetli hemşerilerim size bunun sebebini de sonucunu da anlatayım. Bizde su neden pahalı? Çok basit şekilde düşünelim. Suyun çıkarılıp evinize kadar ulaştırılmasındaki en büyük gideri nedir? Enerji değil mi? Bu kardeşiniz, size en yakın Ahmet Akın 9 ay önce Bakan olarak ilan edildi. Ne Bakanı hatırlıyor musunuz? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı. Bu iş benim uzmanlık alanım. Enerji maliyetini düşüreceğim, su fiyatı da derhal düşecek. Aslanlar gibi söz veriyorum. Marmara Bölgesi’nin en düşük su fiyatı Balıkesir’de olacak” diye konuştu. 

 

‘DAHA ÖNCE YAPTIK, SUYU ÜCRETSİZ KULLANIYORLAR’

Akın, hızlıca güneş enerjisi santralleri kurarak enerji maliyetlerini ve su faturalarını aşağı çekeceklerini belirterek şunları söyledi:

“Bana sadece 6 ay süre vereceksiniz. Bu 6 ayda güneş santrallerini kuracağım. Allah’ın lütfu güneşi enerjiye çevireceğiz. Hem tarımsal sulama hem de şebeke suyunda kullanılan elektriğin masrafını dibe düşüreceğiz. Bu ucuz elektrik sadece su için kullanılacak. Şimdi soracaksınız ‘Daha önce yaptınız mı bunu?’ diye. Yaptık. En küçük belediyemizde de yaptık, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde de yaptık. Şu anda Antalya’da çok sayıda hane suyu ücretsiz kullanıyor. Ücretsiz. Artık yeter. Artık televizyonlarda belediyecilikte örnek olarak anlatılan şehirlere bir yenisi eklenecek. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş abim, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız Yılmaz Büyükerşen hocam kusura bakmasın. Artık onların yanına halka hizmetin hakka hizmet olduğuna inanan kardeşleri Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın da eklenecek. Balıkesir’in evladı Ahmet Akın anlatılacak Türkiye’nin dört bir yanında.”

Akın’a Pamukçu ziyaretinde; CHP Balıkesir İl Başkanı Erden Köybaşı, CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, CHP Altıeylül İlçe Başkanı Sinan Ayhan ve partililer eşlik etti.HABER: MİNE YURDAKUL 

 

TÜRK SAĞLIK SEN BAŞKANLAR KURUL TOPLANTISI ANTALYA’DA DÜZENLENDİ

0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber

Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının mali ve özlük hakları ile ilgili yaşanan sıkıntılar ve talepleri, hizmet kolumuzda bulunan tüm kurum ve kuruluşlarda yaşanan yönetim ve işleyiş problemleri, çalışma hayatında kamu çalışanlarını ilgilendiren meseleler, sendikal çalışmalarımız ve Türkiye gündemi ile ilgili konular ele alınarak değerlendirilmiştir. 

Başkanlar Kurulu toplantısında ele alınan tüm konular ve bunlar hakkındaki görüşlerimiz maddeler halinde aşağıda sıralanarak kamuoyunun bilgisine sunulmuştur;

İsrail’in Filistin ve Lübnan’daki soykırımını telin ediyor ve sözde batı medeniyetin bu vahşeti desteklemesi ile bir kez daha gerçek yüzünü tüm insanlığına gösterdiğini ibretle görüyoruz. Tarih sahnesinde var olduğundan beri mazlumların yanında olan Türk milleti ve devletinin her bir masum can için yürüttüğü çabaları destekliyoruz.
 
Ülkemizde son dönemde yaşanan, toplumun dengesini bozan ve insanımızın ruh dünyasını sarsan vahşi cinayetler ve saldırılar karşısında kelimeler kifayetsiz kalmaktadır. Geleceğimiz gençlerin ve çocuklarımızın maruz kaldığı kabul edilemez olaylarla ilgili en ağır cezaların verilmesi bir zarurettir. Meselelerin sosyolojik tahlillerini yaparak geleceğimizi kurtarmak adına eğitimden, sağlığa, kültürel ve toplumsal yaşama kadar her bir alanda çalışmalar yapılmalıdır.
 
Ülkemizde yeni Anayasa tartışmalarına karşı temel bakışımızın özgürlüklerin Türk milleti ve devletinin hassasiyetleri dikkate alınarak, özgürlüklerin daha fazla yer aldığı sivil bir anayasa olduğu açıktır. Bu anlamda yaşanan tartışmaları dikkatle takip ediyor Anayasanın ilk 4 maddesinin kırmızıçizgimiz olduğunu ilan ediyoruz. İlk 4 madde dışında Anayasa’nın 42. maddesinde ‘Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez…” hükmü ile Anayasanın 66 maddesinde yer alan Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür ifadelerini geleceğimizin teminatı ve milli kimlik açısından kuşatıcı ve kapsayıcı görüyor ve tartışmalardan uzak tutulması gerektiğini düşünüyoruz.
 
Meslek sendikacılığı ve kurum sendikacılığı gibi kamu sendikacılığına zarar verilmesini,  sendikal mücadeleyi parçalara ayırarak güçsüzleştirilmesini ve sendikal çalışmaların promosyon girdabına mahkum edilmesini görüyor ve uyarıyoruz. Yeni Anayasa konusunun tartışılmaya açıldığı, TBMM’nin de yasama faaliyetlerine başladığı şu günlerde günümüz ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak kalan , yeni gelişen süreçlerdeki durumları karşılayamaz halde olan 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu ve Devlet Memurları Kanunu’nun sosyal taraflarla birlikte yeniden  ele alınarak çalışma hayatı ile ilgili olumlu düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz.
 
Birinci derecedeki memurlara 3600 ek gösterge verilmesi, yardımcı hizmetler sınıfının genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesi ve 2014 yılı sonrasında mezun olan sağlık çalışanlarına lisans tamamlama hakkı verilmesi gibi meselelerinde bu yasama döneminde TBMM’de çözülmesini talep ediyoruz.
 
Hayat pahalılığı ve enflasyon karşısından kamu çalışanlarının alım gücünü yükseltmek için Türkiye Kamu-Sen’in elzem gördüğü ve uzun bir süredir dile getirdiği Ek Zam ve Refah Payı talebi en kısa sürede hayata geçirilmelidir. Çalışanların aleyhine olan enflasyona bağlı maaş artışı politikası terk edilmelidir. Bu taleplerimizin ısrarlı takipçisi olmaya devam edeceğiz. 
 
Vergi ve bayram ikramiyesi gibi kamu çalışanlarının açıkça mağdur edildiği her düzenlemenin yeniden ele alınarak değerlendirilmesi ve kamu çalışanlarının uğradıkları haksızlıkların sonlandırılması temel isteğimizdir. Vergide az kazanandan az çok kazanandan çok vergi tahsili ve kamu çalışanlarının vergilerinin %15’e sabitlenmesi, dini bayramlarda memurun yüzünü güldürecek ikramiye ödemelerinin yapılması isteğimizdir.
 
Sorunları çözmede en önemli meselenin sosyal taraflarla bir araya gelerek değerlendirmeler yapmak ve çözüm önerileri ortaya koymak olduğunu ifade ediyor Sağlık çalışanlarının sorunlarının görüşmek üzere Sağlık Bakanlığı tarafından tüm sosyal taraflarında katılacağı bir “Sağlık Şurası” düzenlenmesini bekliyoruz. Yeni dönemde çalışanları önceleyen bir yaklaşım ifadelerinin ancak böyle bir araya gelme ile daha anlamlı kılınacağını ve çalışanları için ümit barındıracağını ifade ediyoruz.
 
Sağlık çalışanların temel beklentisi ve bizimde uzun zamandır dile getirdiğimiz tek kalem maaş politikası hayata geçmeli, çalışanlar ay sonunda ne kadar ücret alabilecekleri öngördükleri bir sisteme kavuşmalıdırlar. Bu sistem sağlanana kadarda taban, teşvik ve destek ödemeleri arttırılmalı, adil ve hakkaniyetli bir paylaşım sağlanmalıdır.
 
Kamuda ehliyeti yok eden mülakat sistemi kaldırılmalı, yönetici atamalarında liyakatin yeniden tesisi için mutlaka objektif bir sınav sistemi hayata geçirilmelidir. Sağlık Bakanlığı’nda ilk günden beri karşı çıktığımız, süreklilik arz eden kamu hayatının hiçbir gerçeği ile örtüşmeyen sözleşmeli yöneticilik sonlandırılmalıdır.
 
Kamuda, ismi her ne olursa olsun, hangi sayılarla ifade edilirse edilsin kadrolu istihdam dışındaki tüm ucube modeller terk edilmelidir. Ailesinden ayrı, eğitim başta olmak üzere temel hakları kısıtlı hiçbir kamu çalışanı olmasını kabul etmiyor ve bu sorunlara yol açan tüm ucube istihdam modelleri sonlandırılarak tüm çalışanlar kadrolu olmalıdır.
 
Sağlık Bakanlığı, Üniversite Hastaneleri ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda personel sayısı yetersizdir. Çalışanlar ağır bir iş yüküne maruz kalmaktadır. Ağır iş yükünün hafifletilmesi ve atama bekleyen genç çalışma arkadaşlarımızın kamu hizmetinde yer almasını sağlamak için alımlar arttırılmalı, planlı bir istihdam politikası hayata geçirilmelidir.           
 
Çalışanların ölümle tehdit edildiği, silahlarla hastanelerin basıldığı, hasta odalarında cinayetlerin işlediği bir şiddet ve vahşet sarmalı ne yazık ki sağlık kurum ve kuruluşlarını kuşatmaktadır. Bu nedenle sağlıkta şiddet ülkemizin çözmesi gereken temel bir meseledir. Bu konuda herkesi sorumluluk almaya davet ediyor; Türk Sağlık-Sen olarak uzun bir süredir dile getirdiğimiz sağlık kurum ve kuruluşlarının sıfır toleranslı alan olarak ilan edilmesi, şiddet uygulayanlara kamu sağlık hizmetlerinin acil haller dışında belirli bir süre için ücretli olması, tutuklu yargılamanın istisnasız olarak uygulanmasını istiyoruz. 
 
Üniversite hastanelerinde çalışanların yıllarca beklediği tayin hakkını verilmesi için YÖK’ü göreve çağırıyoruz. Becayiş ile ilgili taleplerin alınmasının üzerinden bir yıla yaklaşan bir süre geçmesine rağmen bir ilerleme olmamasını kaygı verici olarak görüyor bir an önce tayin ve becayiş hakkını düzenleyen bir Atama ve Nakil Yönetmeliği’nin yayınlanarak sorunun çalışanların gündeminden kaldırılmasını istiyoruz.
 
Tüm zorluklara rağmen kesintisiz bir kamu hizmeti yürüten sosyal hizmet çalışanlarımızın ısrarla görmezden gelinmesi, devletin şefkat eli bu çalışanların haklarında bir türlü beklenen düzenlemelerin yapılmaması kabul edilemezdir.  Söz konusu çalışanlar ile ilgili kapsamlı bir çalışma yapılarak mali ve özlük haklarında düzenlemeler yapılmalı, sosyal hizmet tazminatı başta olmak üzere ücretlerde iyileştirmeler sağlayacak adımlar atılmalıdır.  

Yukarıda sıraladığımız tüm meselelerle ilgili hassasiyetimizi bir kez daha kararlılıkla ifade ediyor, taleplerimizin hayata geçmesi için Türk Sağlık-Sen’in bütün teşkilat mensupları ile birlikte kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ” Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini sonra hürriyetlerini daha sonrada istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.” sözünü şiar edinerek millet ve memleket uğruna her türlü fedakârlıkta bulunmaktan çekinmeyeceğimizi; çalışan, üreten ve yol gösteren ama hak ettiğini de mutlaka almasını bilen sendikacılık anlayışıyla her alanda haktan yana bir tavırla çalışmaya devam edeceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz. Tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının büyük ailemize davet ediyoruz. ( HABER: MERVE İREVÜL )