Suriye’de terör örgütü PKK/PYD’nin üst düzey isimlerinden İlham Ahmed’in Irak’ın Süleymaniye kentinde düzenlenen 9. Süleymaniye Forumu’nda yaptığı açıklamalar bölgedeki yeni jeopolitik hamlelerin işaret fişeği olarak değerlendiriliyor. Ahmed’in konuşmasında Suriye’de ademimerkeziyetçi bir yönetim istediklerini ve bu kapsamda İsrail ile iş birliğine açık olduklarını belirtmesi tartışmalara neden oldu.
Davut Koridoru Nedir?
İsrail’in uzun süredir şekillendirdiği Davut Koridoru projesi Doğu Akdeniz’den başlayarak Irak ve İran sınırlarına kadar uzanması planlanan geniş bir güvenlik ve istihbarat hattını kapsıyor. Bu projenin merkezinde PKK’nın Suriye kolu PYD/SDG yapılanması bulunuyor. Koridor sadece bir güvenlik stratejisi aynı zamanda enerji kaynaklarının denetimi askeri güç dengeleri ve bölgesel etki alanlarının yeniden şekillendirilmesini amaçlayan çok katmanlı bir yapı olarak tanımlanıyor.
Hava Saldırıları ile Hazırlık Süreci Yapılıyor
İsrail’in Suriye içinde gerçekleştirdiği hava saldırılarında son üç yılda gözle görülür bir artış yaşandı. Bu saldırıların %70 oranında artış gösterdiği savunma kaynakları tarafından kaydedildi. Operasyonlar çoğunlukla İran destekli milis gruplara yönelik gerçekleştirilse de bu hareketlilik Davut Koridoru güzergâhının temizlenmesi ve güvenliğinin sağlanması açısından da değerlendirilmekte.
Enerji Hatları Üzerindeki Kontroller Ele Geçilmeye Çalışılıyor
Stratejik uzmanlar koridorun sadece askeri değil enerji politikaları açısından da kritik bir öneme sahip olduğunu belirtiyor. Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan Kobani Kamışlı Haseke Deyrizor ve Ayn el-Arab bölgeleri yaklaşık bir milyar varillik petrol rezervini barındırıyor. Bu bölgelere hâkim olan PKK/PYD sadece askeri açıdan değil enerji kaynaklarının kontrolü bakımından da dikkat çekici bir pozisyonda bulunuyor.
ABD ve İsrail Destekli Yapılanma Gün Geçtikçe Büyüyor
PKK’nın Suriye uzantısı PYD/SDG ABD’nin doğrudan askeri ve lojistik desteğiyle bölgede özerk bir yönetim oluşturma sürecini sürdürüyor. Uluslararası kaynaklara göre 2022-2024 yılları arasında bu yapıya sağlanan askeri yardım miktarı yaklaşık 2,4 milyar dolara ulaştı. Bu destek dahilinde örgütün eline zırhlı araçlar tanksavar sistemleri ve ağır silahlar geçtiği belirtiliyor.
Bu durum sahadaki dengeyi önemli ölçüde etkilerken bölgedeki petrol sahaları üzerinde fiili bir kontrol alanının kurulmasına neden oldu. Söz konusu gelişmeler Davut Koridoru planının sadece bir güvenlik projesi olmadığını enerji istihbarat ve bölgesel hâkimiyet konularında da ciddi sonuçlar doğurabileceğini ortaya koyuyor.