1 Mart 2015 tarihinde yer alan yazı sürece duyulan kaygıları net bir biçimde gözler önüne serdi. Kürtler Bizi Sattı mı? başlıklı yazıda HDP ile hükümet arasında yapılan ortak açıklamanın ardından oluşan kamuoyu paniği aktarılırken yazıda birçok kişi ve çevrenin HDP’nin AK Parti’yle anlaştığı düşüncesiyle endişeye kapıldığı vurgulandı.
Ortak Açıklamanın Ardından Gelen Endişeler
Aydıntaşbaş’ın yazısında yer alan ifadeler Çözüm Süreci’nin siyasi etkilerinin geniş bir çevrede ciddi soru işaretleri yarattığını gösterdi. Yazıda belirtildiğine göre HDP’nin çözüm sürecinde hükümetle aynı çizgide hareket etmesi bazı kesimler tarafından bir anlaşma olarak yorumlandı. Süreçte PKK’nın silah bırakmasının hedeflenmesi ve tarafların bu konuda görüş birliğine varması bu tür söylemlerin temelsizliğini de beraberinde tartışmaya açtı.
Yeni Bir Sürecin Başlangıcı Olacak
Dolmabahçe mutabakatıyla birlikte Türkiye’de “Terörsüz Türkiye” hedefiyle yeni bir sayfa açılma girişimi başlatıldı. Bu süreç dönemin siyasi atmosferinde dikkatle izlenen ve birçok farklı aktörün devrede olduğu bir gelişme olarak kayda geçti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sert çıkışları İmralı görüşmelerinin kamuoyuna yansıması ve HDP’nin sürece aktif katılımı olayların seyrini etkileyen başlıca unsurlar arasında yer aldı. Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma çağrısı çözüm sürecinin en kritik dönemeçlerinden biri olarak değerlendirildi.
Süreci Sabote Etme Girişimleri Yapılabilir
Sürecin ilerlemesinden rahatsızlık duyan iç ve dış aktörlerin devreye girmesi kısa sürede dikkat çekti. Türkiye’nin Suriye’deki etkisinin artması ve bölgesel güç olarak konumlanması bazı uluslararası yapıların ve çevrelerin süreci sabote etmesine zemin hazırladı. Süreç boyunca medya üzerinden yürütülen algı operasyonları erken seçim çağrıları ve yargı süreçlerine yönelik manipülasyonlar sürecin sağlıklı ilerleyişine gölge düşüren etkenler arasında yer aldı.
Kamuoyundaki Algı Operasyonları Neler?
Sürecin kamuoyuna yansıtılış biçimi de dikkat çekti. Medya organları üzerinden yapılan bazı yayınlar ve köşe yazıları sürece karşı güvensizlik ortamı oluşturdu. Kaset operasyonları gizli servis belgeleri ve bilgi sızıntıları çözüm ortamını zedelemeye yönelik olarak yorumlandı.
Çözüm Süreci dahilinde yaşananlar Türkiye’nin yakın dönem siyasi tarihinde önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Her ne kadar süreç daha sonra farklı yönlere evrilmiş olsa da 2015 yılındaki gelişmeler ve Dolmabahçe Mutabakatı etrafında yaşanan tartışmalar toplumsal hafızada etkisini koruyor.