Ana Sayfa Haberler Barış: Milli karakterimizdir!

Barış: Milli karakterimizdir!

5
0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Barış: Bir Milli Karakterimizin ve Evrensel Düsturumuzun İfadesidir.
Barış, yalnızca sözde kalmayan, milletimizin karakterine işlenmiş ve milli kimliğimizin sarsılmaz direği olmuş köklü bir düsturdur. O, İstiklal Marşı'mızın "Hakkıdır hakka tapan milletimindir İstiklal" dizeleriyle vatan şairi Mehmet Akif Ersoy'un ölümsüzleştirdiği bağımsızlık ruhuyla, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta sulh cihanda sulh" ilkesiyle şekillenen barış, coğrafi sınırları aşarak tüm dünyada esenliği ve karşılıklı anlayışı temsil eder.
Bu evrensel çağrının özünde yer alan "selam" kelimesi, Allah'ın kutsal isimlerinden biri olmasının yanı sıra, her karşılaşmada umut tohumları eken, her ayrılıkta esenlik dileyen, kalpleri birbirine bağlayan kudretli bir duadır. Selam vermek bir sünnet iken, ona karşılık vermek farzdır; bu durum, selamın bireysel olduğu kadar toplumsal bağları güçlendirmedeki hayati önemini de çarpıcı bir şekilde ortaya koyar. Selam, sevginin, samimiyetin ve kalplerin yakınlaşmasının anahtarıdır. İslam kelimesinin kökeninde de barışın yatması, bu dinin adaletle, huzurla ve karşılıklı saygıyla yoğrulmuş bir yaşam biçimini ifade ettiğini gösterir.
Bu derinlemesine anlam katmanları, barışı basit bir politik hedeften çıkarıp, milli ruhun ve evrensel çağrının temel bir ifadesi haline getirir. Böylesine köklü ve anlam yüklü bir kavram olan barış bir milletin el birliğiyle dokuduğu, her bir detayı özenle işlenmiş yüce bir şaheserdir. Tıpkı bir mimarın titizlikle planladığı, her parçası birbiriyle uyum içinde çalışan bir yapı gibi, barış da farklılıkların bir araya gelerek güçlü bir bütün oluşturduğu, kesintisiz bir yaratım sürecini temsil eder. Bu eşsiz sanat eserinin inşasında toplumun her bireyi birer sanatçı rolü üstlenir. Ancak bu büyük eserin tüm ihtişamıyla ortaya çıkmasında kilit roller üstlenen unsurlar da elbette mevcuttur.
Barışın vizyonunu çizen ve temelini atan liderlerimiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, bu yüce eserin mimarları olarak öne çıkar. Toplumu bir arada tutan, birbirine kenetleyen, dayanışmayı sağlayan o görünmez bağlar, halkımızın sağduyusu, bu yapının çimentosunu oluşturur. Halkımızın aydınları ise sağlam fikirleri, yol gösterici düşünceleri ve yapıcı eleştirel yaklaşımlarıyla topluma güç ve dayanıklılık katarak bu yapının demirini simgelerler. Barış binasının inşasını üstlenen, yasalarla ve uygulamalarla sürecin doğru ve sağlam ilerlemesini denetleyen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve hükümet, müteahhit ve yapı denetimi görevini üstlenirler. Bu yapının harç suyu ise şehitlerimizin, gazilerimizin ve evlatlarının dönmesini bekleyen tüm annelerimizin gözyaşlarıdır; Sevince dönecek bu gözyaşları, barışın değerini artıran ve onu daha da anlamlandıran kutsal bir sıvı olacaktır. Bu mimari metafor, barışın parçalı bir proje değil, toplumun tüm katmanlarının katılımıyla yükselen bütüncül bir eser olduğunu vurgular.
Toplumun sağlıklı işleyişi ve gelişimi için temel bir unsur olan barış, çatışmasızlığın ötesinde aktif bir inşa sürecidir. Güveni, iş birliğini ve dayanışmayı pekiştirerek sürdürülebilir bir gelecek inşa eden barış, bireylerin potansiyellerini tam olarak ortaya koymalarına olanak tanır. Ekonomik refahın ve genel kalkınmanın ön koşulu olarak, kaynakların yıkıcı çekişmeler yerine temel alanlara yönlendirilmesini sağlar. Barışın bozulması güvensizlik, ekonomik çöküntü ve sosyal huzursuzluk gibi yıkıcı sonuçlar doğurur. Barış; sabır, anlayış, diplomasi, empati ve uzlaşma gibi incelikli beceriler gerektiren dinamik bir süreçtir. Adaletsizliklerin giderilmesi ve ayrımcılığın önlenmesi, uzun vadeli barışın sürekliliği için kritik öneme sahiptir.
Değerli gençler! 86 milyonluk bu vatan Barış Rüzgar’ının eşsiz bir sarayıdır ve bu asil mirasın gerçek sahipleri sizlersiniz. Şehit kanıyla sulanmış Türkiye'yi korumak, sürekli ilgi ve dikkat gerektiren, ince bir sanatsal çabadır. Barışı yaşatmak ve geliştirmek için bir olmak, diri olmak, hep birlikte beraber olmak en kutsal vazifenizdir. Geleceğin ışığı ellerinizde; barış meşalesiyle aydınlanan her adımınız, bu toprakların ebedi huzurunu garantileyecektir.
Milletimizin barışa olan sarsılmaz inancı, asla bir acziyet veya zayıflık işareti değildir. Aksine, bu inanç, varlığımıza ve bağımsızlığımıza yönelik her türlü tehdide karşı gösterdiğimiz sarsılmaz direnişin temelidir. Tarih boyunca, bize savaş açanlara karşı tereddüt etmeden mücadele ettik, sınırlarımıza uzanan her eli geri püskürttük. Bu tavizsiz duruş, barış idealimiz kadar, vatanımızı ve milletimizi koruma kararlılığımızın da en net göstergesidir. Böylece barış, milletimizin her daim yücelttiği kardeşliği pekiştiren temel bir karakter özelliğidir.
Dr. İbrahim ÖZCAN

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz