Ana Sayfa Haberler Mersin Üniversitesine Yazık Oluyor!

Mersin Üniversitesine Yazık Oluyor!

2
0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Mersin Üniversitesinde Neler Oluyor başlıklı yazımda yer alan tüm konuları ayrıntılı olarak yazmaya karar verdim. Bana bu cesareti ve kararlılığı veren sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Hiç çekinmeyin, yüzüme hakikatleri haykırın. Haykırın ki hatamızı görüp kendimizi düzeltelim” demişti.

Mersin Üniversitesinin koyduğu yasaklama nedeni ile Sayın Cumhurbaşkanımızın bu cesareti ve talebine göre hakikatleri haykıramayan akademisyenlerin haykırışlarını dile getirmek görevi de bana kaldı maalesef. Ne idi o yasaklama?

 

Mersin Üniversitesi Rektörlüğünün E-79887479-903.99-3020373 sayılı ve 21.02.2025 tarihli yazısı üniversiteye bağlı tüm birimlere gönderildi. Akademisyenlere yönelik bu yazıda 2547 sayılı kanun yerine 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu devreye sokularak akademisyenlerin düşünce ve ifade özgürlüğü engellendi.

Böylece Anayasanın 26. maddesinin 1. Fıkrasında yer alan “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar” hükmü ihlal edildi.

Öncelikle bu yasaklama akademisyenlere psikolojik taciz (mobbing) yapılacağının ilk işareti oldu. Yasaklamanın ilk uygulaması da Türkiye Yüzyılı Terörsüz Türkiye hedefine destek veren akademisyenleri susturma amaçlı kullanıldı.

Ayrıca Mersin Üniversitesindeki taciz skandalını yazmak da bana düştü maalesef. Üstelik tacizci öğretim üyesinin bir meslek yüksekokuluna müdür olarak görevlendirilerek adeta ödüllendirilmesi de ilginç bir olay oldu.

Prof. Dr. Erol Yaşar’ın süresinin azaldığı bugünlerde rektörlük için adı geçen muhtemel rektör adayı olarak adı geçen akademisyenlere “sabıkalı” veya “hakkında soruşturma var” gerekçesi oluşturmak için düzenlenen tezgâh incelemeler ve soruşturmaları daha sonra ayrıntılı olarak yazacağım.

Prof. Dr. Murat Yakar’a mobbing amaçlı incelemeler ve soruşturmalar devam ediyor. Diğer yandan gene muhtemel rektör adaylarından olan Prof. Dr. Lütfi Üredi için açılan soruşturmalar da var. Cumhurbaşkanımızın “haykırın” talimatı gereği hepsini yazacağım.

Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan 32833 sayılı genelgede de belirtilen işyerlerinde psikolojik taciz (mobbing) vakalarını önlemek için çalışması gereken bir üniversite yönetiminin bizzat bu genelgeye aykırı davranışını gösteren örnekler çok.

Ama ilginç bir olayı dile getireceğim bu yazımda. Prof. Dr. Lütfi Üredi Eğitim Fakültesinde Bölüm Başkanı olarak görev yapıyor. 26 Mart 2025 Çarşamba günü saat 15.00/16.00 civarında Mersin Forum civarında bir Pide Lahmacun Salonu önünde aynı üniversiteden Prof. Dr. Hüseyin Erişti ile sohbet ediyor. Sohbetin konusu adı geçen öğretim üyesinin 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişiminden sonra ve o süreçte yaşadıkları.  Sohbetin akışı içinde telefonunda Bylock bulunduğundan ve tutuklanarak bir süre de hapis yattığından bahsediyor.

 

Adı geçen öğretim üyesi daha sonra bu olayı Prof. Dr. Erol Yaşar’a hakaret ettiği, üniversiteyi ve yönetimi kötülediği şeklinde aktarıyor ve üniversite yönetimi Prof. Dr. Lütfi Üredi hakkında soruşturma açıyor. Bunda ne var, bir soruşturma açılmış diyebilirsiniz…

Ama başka bir durum var ortada. Üniversite yönetimi üniversite dışında bir pide lahmacun salonunda gerçekleştiği bildirilen olayla ilgili görüntü kayıtlarını istiyor iş yerinden. Üniversite yönetimi savcılık makamının yapması gereken bir işi kendisi üstleniyor.

Adı geçen öğretim üyesi tarafından verilen şikâyet dilekçesini idari bir soruşturma olarak görüyor ve üniversite dışında bir mekânda geçtiği ifade edilen konuşma ile ilgili görüntü kayıtlarını istiyor.  Öyle görünüyor ki soruşturma sürecinde şahitlik gerekirse şahitleri de ifadeye çağıracak olan üniversite yönetimi. Üniversite dışında bir mekanda gerçekleştiği ifade edilen bir görüşmenin görüntü kayıtlarını istemek üniversite yönetiminin görev ve yetki alanına mı girer?

Diğer yandan Mersin Üniversitesinde Neler Oluyor başlıklı yazımda Mersin Üniversitesi Caminin uzun süredir tamamlanamamasına değinerek tamamlanmamış caminin birçok kez açılışının yapılmasının cami istismarı olduğunu vurgulamıştım. Halkın gözünde üniversite ile ilgili bir yanlış algı oluşmasına neden olan bu açılışların gerekçesini açıklamayan yönetim yeni bir paylaşımı yaptırdı ve adı geçen caminin bitmiş halini gösteren 3D sunumlarını paylaştırttı. Bu paylaşımla tamamlanmış cami algısı oluşturulmaya çalışıldı.

Dinlerarası Diyalog çalışmalarının canlandırılmaya çalışıldığı bugünlerde Vatikan’a selam çakan dekan… Mersin üniversitesinde olan skandal olaylar, akademisyenlere uygulanan taciz ve mobbing tezgahları… Üniversitede prezervatif dağıtımı… Kapatılan FETÖ üniversitesinde dekanlık yapan birinin Araştırma Dekanlığına getirilmesi… Üniversitenin belediye gibi yönetilmesi… Neler neler…

 

Mersin Üniversitesi Rektörlüğünün E-79887479-903.99-3020373 sayılı ve 21.02.2025 tarihli yazısı akademisyenleri susturdu. Baskı ve mobbing ortamı oluşmaya devam ediyor. Bu durumda üniversite ile yakından ilgilenen sayın Mersin Milletvekillerine görev düşüyor. Özellikle Havva Sibel Söylemez ve Levent Uysal vekillerinden çok umutlu akademisyenler. Mersin sahipsiz değil!

Mersin ve Mersin Üniversitesinde olanları haykırmaya devam edeceğim…

Uluslararası bir marka olma potansiyeli olan Mersin Üniversitesine yazık oluyor!

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz