Siyaset sahnesinde zaman zaman umutların tükendiği, halkın güveninin zedelendiği anlar olur. İşte tam da böyle bir dönemde, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, milletin gündemindeki kangrenleşmiş sorunlara dikkat çekerek yeni bir umut olarak öne çıkıyor. Babasının “İkinci Kırk Yıl” idealinden aldığı ilhamla yola koyulan Erbakan, siyaset arenasına yalnızca yeni bir yüz değil; yeni bir bakış, yeni bir soluk ve genç kuşaklara hitap eden taze bir dinamizm getiriyor.
Bugün Türkiye’nin içinden geçtiği buhrandan çıkışı arayan milyonlar için artık boş sloganlardan, popülist yaklaşımlardan fazlası gerekiyor. Fatih Erbakan, bu ihtiyacı görerek “proje bazlı”, yani sadece söylemde değil, eylemde de somut karşılığı olan çözümlerle halkın karşısına çıkıyor. Türkiye’nin temel meselelerine dair muğlak cümleler kurmak yerine, meselelerin özüne inerek net çözüm önerileri sunuyor. Üstelik bunu, geleneksel medyanın çeşitli engellemelerine rağmen yapıyor. Zira milletin vicdanı, ekranlardan ve manşetlerden çok daha güçlü bir mecra olmayı sürdürüyor.
Erbakan’ın “sen, ben yok; biz varız” anlayışı, siyasetteki bireycilik hastalığını tedavi etmeye aday. Bu anlayış, geçmişte merhum Erbakan Hoca’nın da temsil ettiği “ortak akıl” siyasetiyle birebir örtüşüyor. Bugün toplumun ihtiyacı olan da tam olarak bu: Kutuplaşma yerine birlik, çıkar çatışması yerine ortak gelecek duygusu. Fatih Erbakan, bu yeni siyasetin etkili temsilcisi olarak dikkat çekiyor.
Ne var ki, bu yükseliş birilerini rahatsız ediyor. Son günlerde bazı medya organlarının, Erbakan’ın açıklamalarını çarpıtarak itibarsızlaştırma çabaları bunun açık göstergesidir. Eskilerin tabiriyle “taarruz-ı müfteriyane” diyebileceğimiz bu girişimler, aslında kendilerinin ne denli büyük bir telaş içinde olduğunu da ortaya koyuyor. Zira karşılarında artık yalnızca bir parti lideri değil, halkın güvenini kazanan, sahici bir siyasi figür var.
Kısacası, mesele Türkiye’nin bekası ise, koltuk sevdasına düşenlerin bu hakikatle yüzleşme zamanı gelmiştir. Fatih Erbakan’ın ortaya koyduğu duruş, siyaset kurumuna olan güveni yeniden inşa etme potansiyeline sahiptir. Bugün karşımızda yükselen bir lider var ve o lider, “yine, yeniden Erbakan” diyerek yola devam ediyor.
Kamuoyunun takdiri de zaten bu yolda şekilleniyor.