19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle Osmaniye’de bir gece… Sahne ışıl ışıl, kalabalık coşkulu, hava mis gibi. Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi ile Osmaniye Belediyesi’nin el ele verip düzenlediği Merve Özbey konseri şehirde tam anlamıyla bir “bahar şenliği” havası estirdi.
Güzel mi? Evet.
Kalabalık mı? Zaten nefes alacak yer yoktu.
Organizasyon? Takdire şayan.
Ama…
Bir “ama” var ki, tüm o güzellikleri gölgede bıraktı.
Otopark.
Evet, otopark!
Şu koca Osmaniye’nin, 2025 yılında hâlâ “nereye aracımı koyayım” diye kara kara düşünen vatandaşları var. Hatta bırakın düşüneni, aracı yol kenarına, çimene, refüje, hatta bazı yerlerde kaldırıma bile bırakan bir insan seli vardı. Sebep basit: Kentin gençliğine konser sunacak kadar modern bir organizasyon yapılırken, bu gençliğin arabasına yer bulunamıyor.
Konser alanı tıklım tıklımdı. Gençler yerlerde, merdiven aralarında, tellerin dibinde… Ama arabalar da öyleydi. Kimisi kavşağa park etmiş, kimisi özel mülke girmişti.
Osmaniye’nin en büyük konserlerinden biri…
Osmaniye’nin en küçük otopark kapasitesiyle sınanıyor.
Halk konserden zevk aldı mı? Elbette aldı.
Ama organizasyondan çıkanların yüzündeki ifade… o başka bir hikâye.
Kimsenin suçu değil belki.
Ama herkesin sorumluluğu.
Şimdi gelelim işin “politik ve yapıcı” kısmına… Çünkü bu şehirde bir konserle eğlenip, bir konserle düşünmek de bizim kültürümüzdür.
Bu şehre bir kültür merkezi gerekiyor. Hem de öyle alelade bir bina değil. İçinde dev konser salonu, tiyatro sahnesi, atölyeler, sergi alanları… Ve tabii ki yeraltı otoparkı olan… Çünkü bir konser izleyip eve giderken yediğiniz trafik stresi, izlediğiniz keyfi sıfırlıyor.
Bu şehir bunu hak ediyor.
Osmaniye Belediye Başkanı Sayın İbrahim Çenet, seçildiği günden bu yana projeleriyle gündemde. O da biliyor; gençliğe yapılan yatırım sadece konser değil, o konserin yapılabileceği kalıcı mekânlardır. Ve işte bu noktada, sözde değil, özde bir “kültür politikası” gereklidir.
Merve Özbey konseri güzel bir başlangıç olabilir.
Ama her şeyin ilki olduğu gibi, eksikliği de ortaya çıkarır.
Yani bu konserle sadece eğlenmedik, aynı zamanda “neye ihtiyacımız var” sorusunu da yüksek sesle sorduk.
Çünkü konser alanında “ses” vardı ama belediyenin “kulak vermesi” gereken daha büyük bir “ses” de oluştu o gece:
Osmaniye’ye yakışan bir kültür kompleksi!
Gelin bir hayal kuralım:
Dev bir kültür merkezi…
Akustiğiyle dünyaca ünlü konser salonu…
Kongrelere ev sahipliği yapan konferans salonu…
Kültürel üretim yapan gençler için atölye odaları…
Sanatseverler için galeriler, tiyatrolar…
Ve tüm bunların altında birkaç katlı otopark.
Şehir büyürken, sadece binalar değil, kültür de büyümeli.
Gençlik, sadece konser dinlemek değil; üretmek de ister.
Ve bir şehir, kültürüyle, gençliğiyle, vizyonuyla büyür.
Bu vizyonu kim sağlayacak?
Bu projeyi kim hayata geçirecek?
O akşam bir kısım Osmaniyeli bunu yüksek sesle konuşmaya başladı.
Kimisi “Merve Özbey süperdi ya!” derken,
Kimisi “Yahu iki sokak ötede arabam çekilmişmidir acaba” diye diye iç geçirdi.
İşte tam da bu ikilemi yönetecek olan kişi, bu şehrin belediye başkanıdır.
Sayın İbrahim Çenet bu fırsatı kaçırmamalı.
Bir konserle gelen bu kültürel talebi, kalıcı yatırımla taçlandırmalı.
Çünkü konser unutulur, ama yapılan merkez yıllarca hizmet eder.
Tıpkı İstanbul’da Harbiye Açıkhava Tiyatrosu gibi…
Tıpkı Ankara’da CSO Ada’sı gibi…
Neden bir “Osmaniye Kültür Vadisi” olmasın?
Osmaniye’nin geleceği, kültürle şekillenmeli.
Gençliğe yapılan en büyük yatırım, onları sadece eğlendirmek değil, aynı zamanda üretken hale getirmektir.
Ve bu işin yolu otoparktan geçer mi?
Evet, geçer!
Çünkü modern şehircilik, ihtiyaçları görüp çözenlerle gelişir.
Arabasını park edemeyen bir vatandaşın, sanata, müziğe, felsefeye odaklanması beklenemez.
Şimdi görev, bu şehirde yönetenlerde.
19 Mayıs gecesi bir konser vardı.
Sahne ışıkları, müzik, gençlik, heyecan…
Ama perde kapandıktan sonra, geriye kalan en net tablo şuydu:
Osmaniye’ye yakışan, vizyoner bir kültür merkezi şart!
Ve belki de bu ihtiyacı en iyi anlatan, o gece park yeri bulamayan vatandaşların serzenişleri oldu:
“Konser güzeldi de… arabayı nereye bıraksaydık?”
Osmaniye, sen bunu hak etmiyorsun.
Sadece konser değil, kalıcı sahneler…
Sadece kalabalık değil, planlı şehircilik…
Sadece alkış değil, alkışa layık projeler istiyorsun.
Ve şimdi…
Sahne, yöneticilerde.
19 Mayıs coşkusu, Merve Özbey’in sahnesi, gençlik heyecanı derken… konser alanında tatsız bir olay yaşanmasın mı?
Kendini Merve Özbey’in fotoğrafçısı olarak tanıtan, boyundan büyük ego taşıyan bir zat, beni güvenlik amirine şikâyet edip alandan kovdurmaya kalktı. Neymiş efendim, rahatsız oluyormuş. Buyurun buradan yakın!
El hareketiyle ukalaca “bay bay” yaptı bana…
Ne yaptım biliyor musunuz?
Kendisine dönüp aynı hareketle “bay bay” dedim.
Çektirip gitti.
Şimdi buradan soralım:
Bu şehir, böyle şımarık egolu fotoğrafçılara mı kaldı?
Merve Özbey gibi nezaket timsali bir sanatçıya bu tarz biri yakışıyor mu?
Bize ne mi kaldı?
Hem konser anısı, hem de ukala bir egonun gölgesinde kalan bir tatsızlık…
Ama unutma “ego poz verir, karakter net çeker.”