Ana Sayfa Haberler Ah Urfam!

Ah Urfam!

3
0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber


Lokanta sahibi, servis açma esnasında düşen çatalı yerden aldı, eliyle silerek! tekrar masaya bıraktı.
Ankara'da sıklıkla uğradığım ve lahmacun özlemimi giderdiğim bir Urfalı lokantası vardı, sahibiyle hemşehrilikten ötürü ahbap olmuştuk. Çevremdekilere de överek anlatmıştım.Bir arkadaş grubu, senin şu lokantan nerde yerini bilelim de gidip lahmacun yiyelim deyince, oraya yönlendirmiş, işletme sahibini de aramış söylemiştim. Sağolsun arkadaşlarla bizzat ilgilenmişti. Fakat servis esnasında düşen çatalı yerden alıp, tekrar masaya bırakmaları yüzünden arkadaşlar bir daha oraya gitmeyeceklerini söylediler.
İşletme sahibi iyi, beyefendi, kadru kıymet bilen bir insandı. Ne var ki uzun yıllardır Ankara'da lokanta işlettiği halde düşen çatalı yerden alıp, tekrar masaya bırakıyor. Bunu, kendince normal bir şey gibi gördüğü için yapmış, öyle görmüş olmalı.
Hijyen mi hak getire…
Genelde menfi konuşmaktan, yazmaktan imtina ediyorum.
Onun için çok uzun zamandır içimi kemiren bir konu olduğu halde bugüne kadar yazmadım.
Fakat bugün, yıllardır içimi kemiren bir konuda yerel bir haber sitesinde bir habere rastladım!
Haber şöyleydi: "Şanlıurfa'da ucuz tur skandalı!" "Şanlıurfa'da ucuz tur skandalı! Gezerken zehirlenmeyin…Kayseri’den Şanlıurfa’ya kültürel geziye gelen lise öğrencilerinden 14’ü, yedikleri yemekten sonra gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye kaldırıldı. Olay sonrası Şanlıurfa'ya gelen ucuz turlar ve düşük maliyetli yemek hizmetleri tartışma konusu oldu. Şanlıurfa Turizm Profesyonelleri Derneği Başkanı Hacı Birsen, “Sandviçle tur olmaz, ucuzluk uğruna sağlık tehlikeye atılıyor. Geçen gün turda verilen sandviçlerden birisini tattım. Midem bulandı” diyerek denetim çağrısı yaptı."
Maalesef!
Bu, Urfa için ciddiye alınması gereken bir konu!
Bakınız, neden ciddiye alınması gerektiğini arz edeyim.
Memuriyet görevim nedeniyle yirmi yıldır Urfa dışında, çoğunlukla Başkentimiz Ankara'da olmak üzere Batman, Diyarbakır, Nevşehir'de yaşadım.
Zaman zaman adı anıldığında, çevremizdekilerle Urfa hakkında sohbetlerimiz olur.Henüz görmemiş olan, merakla duymak, öğrenmek ister. Kadim tarihini, kültürünü, sosyal ve demografik yapısını, ilim ve sanat insanlarını, inanç merkezlerini, mutfağını konuşuruz.
Urfalı olmanın gururu ile biz anlatırız, onlar merakla dinlerler.
Halilürrahman'ı, Balıklıgölü, Hz. İbrahim'in, Nemrut tarafından ateşe atılması kıssasını anlatırız.Öyle ya Urfa, ceddül enbiya Hz. İbrahim'in tevhid mücadelesi verdiği bir beldedir. Bütün dinler ittifakla Hz. İbrahim'in burada yaşadığı ve o dönemin nemrutu tarafından burada ateşe atıldığı varsayılmaktadır.
Fenayi'nin ifadesiyle, “Biladı hayrı halkıllah olan şehri ruhadır buZülalı mü’cüzi cayı makamı enbiyadır buHicazü Kudüs’ten gayrı makamlardan uladır buLetafette zerafette müzeyyen dil-küşadır buBu mevlidi Halilullah bu cedül enbiyadır buHalil’e ateşi berden selam eden ruhadır bu”
Bir de bazen görev ya da gezi amacıyla Urfa'ya gelip, görenler olur, sohbet ettiklerimiz arasında.
Gezip, gördükleri yerlerden sitayişle bahsederler. Balıklıgöl platosunda müthiş huzur duyduklarını, Göbeklitepe'yi, Harran'ı gizemli ve etkileyici bulduklarını anlatırlar. Yeme-içme'den de söz edilir elbet. Urfa'da yediklerinin lezzetini övmekle bitiremezler. Fakat servis hizmeti ve hijyenden yana o kadar çok şikayet ve söz konusu haberdeki gibi yediklerinden zehirlendiklerini duydum ki insan adeta yerin dibine giriyor.
Balkan ülkeleri seyahatine bir tur firması ile katılmıştım. İstanbul'da yaşayan bir Balkan göçmeni olan Tur Rehberimizle sohbetimizde bana şunu söylemişti:" Uzun yıllardır Türkiye içerisinde ve bir çok ülkeye turlarımız oluyor, biz rehberlerin en zorlandığı yer Şanlıurfa'dır. Servis hizmeti, çalışanların davranışları ve hijyen çok kötü."
Olacak iş mi bu?
Kadim medeniyetlerin ve kültürlerin beşiği bir kente yaraşır mı?
Nüfus büyüklüğü ile Ülkenin 8'nci sırada, ülkelerin ve önemli merkezlerin kesişme noktasında yer alan Urfa, kültür ve inanç turizminde cazibe merkezi. Gastronomi'de hatırı sayılır bir yere sahip.
Bunlarla beraber, dinamik genç nüfusu ile turizm potansiyeli çok yüksek bir merkez.
Görece potansiyeli bulunmayan ve nüfus olarak bir ilçemiz mesabesindeki şehirlerin yıllık ziyaretçi sayısı beş milyonları bulurken, Urfa hak ettiği düzeylere ulaşamıyor.
Son yıllarda turizm destinasyonlarında bölge illeri, ilimizden daha ziyade pay almaktadır. Çünkü hizmet kalitesinde üstünlük sağladılar. Hizmet sektöründeki çalışanlarını, müşteri memnuniyetini kazanmaya yönelik becerilerini sürekli olarak iyileştiren bir anlayışı benimseyip, uyguladılar.
Diyarbakır'da, Batman'da hangi işletmeye gitseniz, sizi kırk yıllık dost sıcaklığında karşılarlar. Çalışanlarda mütebessim ifade ve nazik davranışlar görürsünüz. Zevkle dizayn edilmiş, temiz mekanlarda yediğiniz, içtiğinizden tat alırsınız.
Peki, Urfa'daki işletmeler öyle midir?
İşini hakkıyla yapanları tenzih ederim, fakat çok yerde hijyen diye bir şey göremiyorsunuz! Hizmet ve servis kalitesi son derece kötü. Çalışanlar, sanki nerden geldiniz tavırlarında oluyor.
Yani, hakikaten bir mekandan, çalışanlarla kavga etmeden çıktığında insan, oh çekiyor.
Ne yazık ki Urfa'da bir zihin dönüşümü gerçekleştiremedik.
Bu durumu bazı işletmecilere anlatmaya çalıştım, ne var ki anlatamadım.
Hijyeni! anlatamadım…
Öyle ya İnsan, çocukluğunda neyi, nasıl görüp, yaşamışsa ileriki yaşlarda da öyle yaşıyor.
Epey bir zaman önceydi Urfa'da bir kamu misafirhanesinin restaurant şef'ine, çalışanlarının davranışlarını, servis kalitesi ve müşteri memnuniyeti hakkında önerilerde bulunmuştum, bildiği şekliyle işine devam etti. Bir zaman birlikte iki turizm kentine seyatimiz oldu, kendisine oradaki işletmelerde çalışanları ve hizmet kalitesini izlemesini istedim. Sonra birlikte değerlendirme yaptık. Dedi ki "daha önce bize dediklerinde haklıymışsın, biz bilmiyor muşuz."
Evet, hayatında hiç bir işletmede müşteri olarak hizmet almamış bir kimse, hizmet verdiği müşteriyi anlayamaz.
Oysa birey ve toplum sağlığı için belirlenmiş kurallar var; hijyen kuralları! Bunlar, temizlik önlemlerini içeren davranışlardır. El yıkamaktan gıda güvenliğine, banyo yapmaktan yaşam alanlarının temizliğine kadar geniş bir yelpazeyi kapsar.
Öyle ki ülkemizde gıda güvenliği ve hijyen standartları bir yasal çerçeve ile de düzenlenmiştir.Buna göre işletmelerin, gıdaların güvenliğini sağlamak, halk sağlığını korumak ve gıda hijyen yönetmeliği çerçevesinde hareket etmesini zorunlu kılmaktadır.
Umarım, bu kentin eğitimcileri ve yöneticileri, mahcubiyetimize neden olan bu meseleye gerekli ehemmiyeti verir, üzerlerine düşen sorumluluk gereği yapacakları çalışmalarla toptan bir zihniyet dönüşümünü gerçekleştirirler de Urfa, böylesi bir olumsuzlukla değil de medeniyetine yaraşır bir sağlıklı yaşam kültürü ile anılır.
Halit Açar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz