Ana Sayfa Haberler Bir Tarihi Dönemeç…

Bir Tarihi Dönemeç…

3
0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber

Geçtiğimiz gün, Yakın Türk Siyasi Tarihi açısından kayda değer bir gelişme yaşandı.

1984 yılından bu yana ülkemizin toplumsal barışına, ekonomik kaynaklarına ve insan gücüne ağır bedeller ödeten bölücü terör örgüt açıklamasını yaptı.

Sürece dair teknik detaylar ve siyasi yansımalar, halihazırda ana akım medya organlarında enine boyuna tartışılıyor. Ancak bu noktadan sonra, kamuoyuna düşen sorumluluk da en az siyasilerinki kadar önemlidir.

Her bireyin görevi, bu süreci dikkatle ve sabırla takip etmek, toplumsal sağduyunun bir parçası olarak barışın kalıcı hale gelmesi için katkı sunmaktır.

Burada “katkı” derken sosyal medya üzerinden sloganik paylaşımları kastetmediğimi belirtmek isterim. Zira sıkça kullandığım bir kavram olan “slacktivizm”, yani pasif aktivizm, tam da bu noktada devreye giriyor.

İngilizcedeki “slack” (gevşek, uyuşuk) ve “activism” (aktivizm) kelimelerinden türeyen bu terim, sorumluluk almadan yalnızca klavye başından yapılan yüzeysel destekleri ya da eleştirileri tanımlamak için kullanılıyor.

Bu bağlamda sosyal medya paylaşımlarına gösterilecek özen, sürecin kırılgan doğası açısından büyük önem taşıyor.

Söz konusu olan, toplumsal yaraların sarılması ve yeni bir sayfanın açılmasıdır. Bu nedenle, her paylaşımın taşıdığı ağırlık iyi hesap edilmelidir.

Elbette ki bu süreçte muhalefete de ciddi görevler düşmektedir. Siyaset, her şeyden önce bir problem çözme kurumudur ve çözüm üretmeye çalışan her aktörün oy kaygısı taşıması doğaldır.

Ancak muhalefetin görevi yalnızca tepki vermek, yüksek sesle karşı çıkmak değil; aynı zamanda sürecin kamu yararına olmayan yönlerini tespit edip halka açıklamaktır.

Demokratik rejimlerde muhalefetin asli işlevi, iktidarı denetlemek ve alternatif çözüm önerileri sunmaktır.

Bugün terör meselesinde önemli dönemece gelmiş olabiliriz. Ancak şunu unutmamalıyız: Terörün sona ermesi demokrasinin kendiliğinden tesis edileceği anlamına gelmez.

Demokrasi; şeffaflık, hesap verilebilirlik ve kurumsal güven üzerine inşa edilir. Bu değerlerin hayatımıza tam anlamıyla yerleşmesi için yalnızca terörle değil, aynı zamanda ekonomik eşitsizliklerle, hayat pahalılığıyla ve sosyal adaletsizlikle de mücadele etmeliyiz.

Zira bir emeklinin maaşının ay başında eriyip gitmesi ya da bir asgari ücretlinin temel ihtiyaçlarını karşılayamaması, doğrudan güvenlik tehdidi olmasa bile, uzun vadede toplumsal huzuru zedeleyen, istikrarı bozan ciddi sorunlardır.

Özetle, önümüzde tarihi bir fırsat var. Bu süreci akıl, sabır ve sorumlulukla yönetebilirsek; sadece bir güvenlik sorununun çözümünü değil, gerçek anlamda demokratikleşmenin kapılarını da aralamış oluruz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz