Hayat, bazen insanların gözlerini öyle bir şekilde açar ki, gerçeği görmek için ne kadar süre geçtiği önemli değildir; bir kez gördüğünüzde, artık her şeyin anlamı değişir.
İnsanın yanındaki kişilerin kimliğini anlaması, onun kendi kimliğini ne kadar doğru yansıttığını anlaması kadar önemlidir.
Namussuzların ve hırsızların yanında durmak, bir suçun içinde olmamakla aynı şey değildir. Çünkü hayat, yalnızca eylemlerle değil, duruşlarla da şekillenir.
İçinde bulunduğumuz toplumsal yapının en derin yara izlerinden biri, kolayca unuttuğumuz ya da görmezden geldiğimiz bir gerçektir: Yanında durduğun kişi senin yansımandır.
Ve eğer bir insan, bilerek ve isteyerek namussuzların, hırsızların, yalancıların yanında yer alıyorsa, en basit tabiriyle onlarla aynı kategoriye dahil olur.
Bir kişinin, kötü birini savunma ve onun yanında durma tercihi, onun karakterinin bir parçasıdır. Bu, ne kadar savunulmaya çalışılsa da yalanla örtülemeyecek bir gerçektir.
Eğer bir insan, bilerek ve isteyerek namussuzlarla ve hırsızlarla yol alıyorsa, bu yalnızca bir tercih değil, bir yaşam biçimidir.
Onların etrafında duranlar, her ne kadar kendilerini temiz ve suçsuz hissetseler de, onların karanlık dünyasında düşen her bir gölgeyi kendi ruhlarında taşırlar.
Bir kişi, kötüye meyletmiş olanla sadece aynı yolda yürümekle kalmaz, aynı zamanda onu onaylamış ve desteklemiş olur. Ve bu, hiçbir şekilde mazur görülemez.
Namussuzluk ve hırsızlık, yalnızca yapılan eylemlerle tanımlanmaz; destek verenlerin ve göz yumanların da sorumluluğudur.
Yanında durduğun kişiye bak ve o kişinin, dünyaya nasıl bir katkı sağladığını, neleri sarsıp altüst ettiğini sorgula. Ve o zaman gör:
Sen de onun gibisin. İyi niyetli olabilirsin, ama yanında durduğun kişi namussuzsa, sen de namussuzsun. Kötü birine göz yummak, kötü olmasa da, ona katılmak demektir.
Günümüz toplumunda, sıkça duyduğumuz şu cümle çok anlamlıdır: “Yanlışa göz yummak, doğruyu terk etmektir.” Bu yalnızca kelimeler değil, her birimizin hayatında kararlarımızla yansıttığımız bir gerçektir.
Yol aldığın kişiyle, sen de aynı kaderi paylaşırsın. Hırsızla yol yürüyen de hırsızdır, namussuzun yanında duran da namussuzdur. Ve bu, yalnızca toplumsal bir gerçeklik değil, aynı zamanda evrensel bir kanundur.
Her ne kadar savunsa da, kimse namussuzlarla ve hırsızlarla bir arada olmak istemez. Ama yola çıkanın kimliği, gittiği yön ve yanında kimlerle yürüdüğü her zaman kendisini yansıtır.