Tarsus’ta 31 Mart seçimlerinin ardından CHP’li Belediye Başkanı Ali Boltaç’ın sergilediği yönetim anlayışı yalnızca siyasi ortaklıkları değil kentteki toplumsal huzuru da derinden sarsmaya başladı. DEM Parti ile yapılan “kent uzlaşısı” protokolü göreve gelir gelmez görmezden gelindi. Ortaklık hukukunu yok sayan bu yaklaşım hem DEM tabanında hem de CHP içinde ciddi hayal kırıklığına yol açtı.
Kararlar Kapalı Kapılar Ardında
Boltaç’ın belediye meclisini ve uzlaşı ortaklarını devre dışı bırakarak dar bir kadroyla karar alması demokratik süreçlerin içini boşaltıyor. Şeffaflık ortadan kalkmış durumda. Başkanın keyfi yönetimi halkın ve meclisin iradesini hiçe sayıyor. Bu durum, sadece siyasi bir kriz değil aynı zamanda bir yönetim zaafıdır. En büyük tepki ise Ramazan Bayramı öncesi gelen toplu işçi çıkarmalarına. 60 kişinin işine tek taraflı olarak telefon mesajıyla son verildi. Bayram sonrası bu sayı 14 kişi daha arttı. İşten çıkarılanlar arasında DEM Parti kontenjanından gelen din görevlileri de bulunuyor. Sormadan danışmadan alınan bu kararlar ortaklık hukukuna insan onuruna ve sosyal adalete açıkça aykırıdır.
Siyasi Manipülasyon mu, Milliyetçilik Oyunu mu?
Ali Boltaç’ın son dönemde başvurduğu milliyetçi söylemler ise kamuoyunda “ittifak ortağını harcama stratejisi” olarak yorumlanıyor. Gerçek hizmetten uzaklaşıp kişisel iktidarını tahkim etmeye çalışan bu yönetim anlayışı, Tarsus halkına değil, kendi siyasal ikbaline hizmet ediyor.